Rekabet yüksek, gerilim düşük, futbol vasat... Ancak Galatasaray açısından çok önemli bir galibiyetle sonuçlandı abartılmış/büyütülmüş bu maç.
Kim bilir, ilerde “tarihi dönemeç” bile olabilir.
***
Maçın başlama düdüğünden tam üçte biri olan 30. dakikaya kadar, kimin deplasmanda oynadığı belli değildi...
Beşiktaş uzun toplarıyla elini kolunu sallayarak dolaşıyordu Galatasaray yarı alanında.
Uzun top ama Barcelona paslarıyla.
İşi bitiren vuruşlar yoktu o kadar.
***
Galatasaray ise seyirciyle birlikte Beşiktaş’ı seyrediyordu.
6. dakikada ayakkabılarını değiştiren Drogba terlik ve pijamalarını giymiş gibiydi.
Golcü Burak’ın lakabı “ofsayt Burak” olarak değiştirilmek üzereydi.
Melo kibrit çakıyor ama takımı ateşleyemiyordu.
Tüm ümitler Veysel’in teatral düşüşlerinden kazanılacak serbest vuruşlar ile duran top golünde görünüyordu.
Sneijder seyirciyi oyuna döndürmek için eliyle koluyla gayret gösteriyordu artık.
***
Galatasaraylı futbolcuların paraya pek önem vermediği sonucu da çıkıyordu sahaya bakınca... Chelsea ile birlikte bir milyonluk prim paketini önemsemiyorlardı mı ne?
Onların yapamadığını Beşiktaş yaptı...
Oğuzhan dakika dakika oyundan silinirken, uzun toplar da orta alanda baskı da unutuldu ve sahneye Galatasaray çıktı.
Yani, oyunu yöneten Beşiktaş’tı...
Hatta golü yaratan bile Beşiktaşlı Dany!..
Bir savunmacı olarak en beklenmeyeni yaptı, yattı, penaltı.
***
Ne olmuştu ilk otuz dakikadaki Beşiktaş’a?
Tek antrenmanla sahaya çıkan Oğuzhan’dan bu kadardı.
Sağbekte ilk kez oynayan Necip’in elinden gelen buydu.
Bir sağa bir sola koşan Gökhan’ın gayretleri yetmiyordu ve ikinci yarı tükendi.
Beslenen Almeida müthişti ama top gelmeyince bir hiçti.
Beşiktaş’ın oyundan düştüğü her küçük yüzde, artı olarak Galatasaray’a eklendi 101 dakika boyunca.
***
İkinci yarıda “oynadıkları oyunla” maçı kazanamayacağını anlayan Bilic, belki “isimler kazandırır” zarını atıp Fernandes’i oyuna kattı.
Lakin iş isimlere kalırsa, Galatasaray açık araydı.
Galatasaray’a çok keskin bir köşeyi döndüren bu derbiyi Beşiktaş Bilic yüzünden kaybetti denemez elbet... Ama Beşiktaş’ın futboluna Bilic’in bir taktik katkısı olduğu da söylenemez.
Mancini mi?.. Kazanan haklı.
***
Müthiş bir maç olmasa da şampiyonluk ve şampiyonlar ligi için iki ayrı kulvarda çok ciddi rekabet yaşanan böyle bir derbide, Galatasaray defansının değişmeyen tek adamı Semih’ten gelen “adamlığa” değinmek lazım...
Düdüğü çalmış aut vermiş Cüneyt Çakır’a dedi ki “en son ben dokundum”!
Yani korner...
Helal olsun. Örnek olsun. Abartılmış derbinin ardından asıl abartılması gereken olay budur.