Tamam... Fenerbahçe’nin otuz beş yıllık övünç istatistiklerini üç buçuk sezonda yok eden ve hiç yoktan icat ettiği “kronik hoca sendromu” ile dev gibi kulübü çaresiz, çelimsiz bir figüran haline getiren Ali Koç yönetimidir ama...
Sezar’ın hakkı Sezar’a.
Teknik direktörsüz geçen bir yılı düşerseniz sezon başına “üçe” yaklaşan Fenerbahçe hoca trafiğinde, madem boş kulübe konu oluyor; “alın size” dedi Ali Bey!
Artık hocaları “çifter çifter” alıyor.
İsmail Kartal bugüne… Joachim Löw rezerve!
Fazla üstelemeyin, bir sonraki sezonun hocasını da açıklattırmayın Ali Bey’e!
***
Şaka bir yana… Güncel teknik direktör açmazını Löw ihtimalini harcamadan “denenmiş/sonuç alınmış” İsmail Kartal ile çözmek, yönetim başarısı bile sayılabilir yarısı tükenmiş sezonun sahada tükenmiş Fenerbahçe’si için.
Tabi, krizin sebebi krizi çözen olmasaydı...
Çözüm, her yaptığı işin yanlış olduğu temcit pilavına çevrilmiş Aziz Yıldırım’ın “teknik direktör portföyünden” bulunmasaydı.
Yok aslında birbirlerinden farkları!..
Aziz bey 2014-16 arası hocaları Esun Yanal/İsmail Kartal/Vitor Pereira şeklinde sıralamıştı… Ali Bey’in 2019-22 arasındaki hocaları, Ersun Yanal/Vitor Pereira/İsmail Kartal.
Sahi… Fenerbahçe’nin niyeti, aslını eve gönderip daha yakışıklı ve gencinden yeni bir Aziz Yıldırım yaratmak mıydı?
Yoksa, Aziz Yıldırım hocalarıyla Aziz Yıldırım’ın başarısız son dönemini egale etmek midir sayın Koç’un bir türlü anlayamadığımız vizyonu?
***
Her şeye rağmen ortaya “çift katmanlı” alışılmadık bir model konmuşsa eski defterleri karıştırmayı bırakalım, bu “derin modeli” anlamaya çalışalım.
Löw’e Teknik Direktör şapkasını takabilmek için üç lig maçını ve koca devre arasını bozuk para gibi harcayan Fenerbahçe, sezon sonuna kadar koşuluyla “Löw’ün yakini” İsmail Kartal’a emanet edildiyse… Meali; “Kartal sezonu tamamlayacak, yeni sezonda anahtar Löw’e teslim edilecek” olmalı; değil mi?
Elbette zaman içinde değişebilir. “Motor” sesi duyulup kamera çalışmaya başlayınca doğal olarak kurguyu Kartal’ın performansı belirleyecek.
Takım dünden iyi - daha kötüsü nasıl olur bilinmez- ama umulan kadar değilse, Löw yeni sezonda Fenerbahçe’nin sportif direktörlükten ağzı yandığı için mentör falan olur, İsmail Kartal teknik direktörlüğü sürdürür.
Olmadı, Kartal’a teşekkür edilir, Löw sahaya sürülür.
Veya (umarım) İsmail Kartal ciddi bir gelecek ümidi yaratır, kendisini ve Fenerbahçe’yi yukarı taşır ki, o durumda Mart’tan Haziran’a kadar Löw’ün telefonları yanıtsız bırakılır.
Yani İsmail Kartal “ilaçtır” hasta Fenerbahçe’ye, Löw “havuçtur”.
***
Her şey olabilir. Lakin Fenerbahçe’de olmaması gereken tek bir şey var bundan sonra:
O da İsmail Kartal iş başındayken Fenerbahçe Yönetimi tarafından yeni bir hoca ismi sızdırılması… Veya uydurulan isimleri Fenerbahçe yönetiminin anında yalanlamayıp, kulağının üstüne yatarak nabız yoklaması.
Löw istisna… O, gündemden hiç inmeyecek bundan böyle.
İsmail Hoca’ya gelince… Fenerbahçe’nin Alman Hoca’yı istediğini, Löw’ün kendisi gibi “Fenerbahçe fedaisi” olmadığından sezon yarısı gelmediğini, yeni sezonda kendisiyle birlikte bir formül aranacağını İsmail Kartal da biliyor zaten. İhtiyacı olan, hemen en hızlı tarafından takımı toparlamak.
Aslında bunlar “hayatın doğal akışı”.
Doğal olmayan Fenerbahçe’nin halleri… “Kartal göreve, Löw rezerve” kararını verirken yönetimin motivasyonu önemli…
İsmail Kartal seçimini “zeki bir teknik direktör operasyonu” haline getiren asıl sebep, bitmiş, tükenmiş, artık son kullanma tarihi gelmiş yönetimin -işler ters gitse bile- cebine koyduğu Löw kartı ile kendisine bir sezon daha vade eklemesidir aslında.
Veya hüsnükuruntuları öyle!..