Eskiden derbiler “karakolda biterdi”!.. Caddenin göbeği, stadın önü, sahanın içi “pata küte” giderdi. “Taşlar” futbol düğünlerimizin konfetileriydi.
Çok şükür geliştik! Şiddetin üstesinden geldik.
Medeniyet bu işte... Artık karakol yok; direkt mahkemelik oluyoruz!
Hem de cümbür cemaat.
Bir derbi oynandı, Galatasaray, Fenerbahçe yöneticisine, Başakşehir, Galatasaray yöneticisine dava açtı. Gelsin karşı davalar!
Görüyorsunuz; taraftar frene basmış, yöneticilerin ayağı gazda.
Demek ki, futbolda “şiddet üreticisi” olarak sürekli “yönetici” denilen iş kolunu işaret ederken yanılmıyormuşuz.
Allah’tan onlara uyan yok... Olsa yine karakolda bitecek derbiler.
***
Yeni yetme apaş taraftarlar bile kendilerine çeki düzen verirken, kerli ferli yöneticilerin suç sınırlarında dolaşması, elle değil sözle de olsa hala rakibe taş atması neden acaba?
“Şunu dedi, bunu dedi” düzeyinden bir basamak yukarı çıkar, oradan bakarsanız anlarsınız ki, “davalı” olanlar aynı zamanda kulüplerine/camialarına karşı içten içe ciddi bir “suçluluk duygusu” taşıyanlar.
Mesela Galatasaray İkinci Başkanı Abdurrahim Albayrak...
Galatasaray bu sezon şampiyon olamayacaksa, birincil sebebi -ikincisi ibra etmeyen Genel Kurul’dur- iyi futbolcuları satıp uzun süre yerini dolduracak futbolcuları alamayan yönetim değil midir... İşte onu temsil ediyor sayın Albayrak.
O yüzden alı al moru mor ekrana çıkıp, derbiden yirmi kilometre uzakta evinde oturanlara fırlatıyor taşı.
Birilerine atacak; çünkü kendi hatalarının gündemde olmasını istemiyor. Hele kaçacak bir şampiyonluğa sebep gösterilmek hiç istemiyor.
Attığı taş kendi ayağını eziyor o başka...
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in “VAR kayıtları elimizde” diyen Albayrak’ı “yalanlaması” ne anlama mı geliyor?
İkinci Başkan Albayrak, Galatasaray irtifa kaybettiğinde balondan atılacak safra konumundadır bundan sonra.
Yer yakınken kendi atlasa bari.
***
Keza, Fenerbahçe Başkan Vekili Semih Özsoy...
Kendisi sezonun mimarıdır ve taşeronu Comolli’dir ki, her ikisinin de “başarıları” nedeniyle “aynen devam” şeklinde ödüllendirilmeleri kuvvetle muhtemeldir sayın Koç tarafından!
Sayın Özsoy’un derbiden sonra eski defterleri açıp Fenerbahçe’nin fetö hesaplaşmasını sulandırma pahasına- Galatasaray’ı bir terör örgütü ile yan yana anması, aslında Fenerbahçe’nin geçirdiği feci sezon yüzünden değil mi?
Az kaldı... Bitecek sezon. Ve “ne bu hal” diye sorgu sual başlayacak. On futbolcu transfer edip düşme hattını zor geçtikten sonra on futbolcu daha transfer edilecek yeni sezona yaklaşmak, germiş olmalı başat yöneticiyi.
O sırada süren bir dava üzerinden şöyle okkalı bir Fenerbahçe-Galatasaray kavgası hiç de fena olmaz hani!..
Fenerbahçe yönetiminin Semih Özsoy’a Galatasaray tarafından açılan davayı “memnuniyetle” karşılaması, çıkarılan polemiğin “ihtiyaçtan değil mecburiyetten” kaynaklandığını kanıtlamıyor mu?
***
Derbilerin “karakol” yerine “adliyede” bitmesi şeklen bir gelişme gibi görünse de yöneticiler eski tas eski hamam devam ederken “karakolu” tercih ederdim ben!
Neden?..
Şiddeti yüceltmiyoruz elbet.
Hiç olmazsa “doğru” söylenirdi karakolda.
Oysa “mahkemede şaşar” beşer.
Göreceksiniz nasıl çevirecekler kazı.