Kadıköy özel bir yer… Bir yanıyla fanteziye müsait, öte yanıyla gerçeği olanca acımasızlığıyla insanın yüzüne çarpmaya hazır bir atmosfer..
Ne çıkarsa bahtına!
Oraya gelen takımlar şanslarını deniyorlar… Hatta zorluyorlar. Sıra dışı şeyler peşinde koşuyorlar. Ezberini unutmuşlar da en kolay lokma oluyorlar.
Mesela Konyaspor… Beraberliğin bile zor olduğu, gol attığında kilitlenen, topu arkasına geçtiğinde kimsenin geçemediği Anadolu takımı, en büyük kozu savunmayı bir kenara bırakıp gelmiş Kadıköy’e.
Cürete bakın; yenecek Fenerbahçe’yi!
Tabi herkesin bir Kadıköy hesabı oluyor.
Aykut Kocaman da “namım yürüsün” demiş Kadıköy’de… İlk dakikadan itibaren önde basmak, rakip kalede var olmak için güdülemiş takımını. En büyük kozunu görmezden gelmiş
İşte size fantezi peşindeki bir hocanın intiharı.
Karşısında Moses’in dönüşü ile ideale çeyrek kalan bir Fenerbahçe var… Kruse döndüğünde tamam olacaklar. Moses ve Rodrigues topu sahanın en çıkmaz noktalarına taşıyan, oyunu genişleten, rakibi birbirinden ayrı düşüren iki kanat motoru. Temaslı, agresif oynuyor.
Onun oyununu kabul edersen, aynı şekilde karşılık vermeye kalkarsan ne olur?
İlk devrede 3-1…
Devamı “5”…
Tüm deplasmanlarında 3 gol yemiş Konyaspor 45 dakikada üç gol görüyor Kadıköy’de…
O “1” de Serdar’dan kendi kalesine…
Açık söyleyeyim, Ömer Ali’nin performansını gölgeliyor Konyaspor’un oyun formatını icat eden akıl…Ömer’i milli takıma niye almıyorsunuz bile diyemiyoruz.
İkinci yarı Konyaspor’un son kozlarını oynama ve çöküş zamanı. İzin veren Fenerbahçe’nin önde olmaktan kaynaklı rehaveti. Emre’nin çatlak kaburgası nüksedince orta saha zayıflıyor ama Ozan hala sahada. Serdar sakatlanınca Sadık hazırda.
Ve tekrar ortaya çıkan Fenerbahçe zaafı:
Yeteri kadar oynamak.
Nedendir bilinmez; Fenerbahçe kazandığı maçlarda “yeteri kadar” oynuyor. Sanki sermayeden yiyecek. İşte bu noktada mesele Ersun Yanal’ın omuzlarında. Skor tabelasına bakmalarını mı yasaklar, yoksa başladığınız gibi bitireceksiniz diye direktif mi verir bilemem, ama Fenerbahçe’nin galip durumda frene basması tedirgin ediyor insanları. Sonradan gazlamasının mest ettiği gibi.
Acık söyleyelim, Gustavo’nun dördüncü golü şansına!.. Muriç’in beşinci golü ise muhteşem. Aslında her iki gol de Fenerbahçe’nin üstünlüğünü, Konyaspor’un teknik ve tektik hatasını açığa çıkarıyor, o kadar.
Sonuca bakalım şimdi…
Konyaspor galibiyeti, ligin ilk çeyreği biterken ve rakipleri zor günler yaşarken Fenerbahçe’nin Süper Lig’e koyduğu ipotektir. Çünkü sadece skor tabelası değildir güzel olan. Koşan ve yardımlaşan bir takım var ortada.
Bu bir milat… Gelecek haftalarda çok daha özgüvenli bir Fenerbahçe olacaktır karşınızda.