Şampiyonluktan bağımsız, ezeli bir rekabet rallisi olan Fenerbahçe-Galatasaray derbisinden önce, son kavşağı iki teker üstünde geçeceği sanılan Fenerbahçe iki golle duvara bindirdi. Ne şasi kaldı, ne motor!
Atamadığı gollere mi yanarsın, yediği iki gole mi, sahada domino taşı gibi oradan oraya sürülen futbolculara mı, artık tartışma konusu haline gelecek hocasına mı?
Şampiyonluk iddiasını sıfırlamasa da dibe vurdurdu. Derbi moralini Ankara’da bıraktı. Rodrigues sakatken bir haftalığına Gustavo’yu ve belirsiz süre Emre’yi de kaybetti Fenerbahçe.
Daha ne olsun; kâbus gibi!
Devre arası transferleriyle zinde ve hızlı hale gelen Ankaragücü karşısına risk alan bir hücum anlayışı ve telaşla çıktı Fenerbahçe.
İlk yarı görünüşte baskı yaptı ama sahadaki yalancı pehlivandı.
Fenerbahçe baskısı ceza sahası kıyısında kırılan dalgalar gibiydi. Kanatları kullanamıyor, topu Muriç’le buluşturamıyordu.
Deniz sağ kanatta sıfıra inemiyordu, Tolga zaten kanat değildi. Kruse sola kayıp Tolga’ya yardım ettikçe gol bölgesinden uzaklaşmış oluyordu. Ortadan girmesi ise neredeyse imkansızdı kalabalık Ankaragücü savunması karşısında.
Geriye Ozan ile Gustavo’nun uzaktan şutları kalmıştı sadece.
Fenerbahçe bir türlü sonlandıramadığı baskıları ve hücumları arasında arkayı da boşaltıyordu ve çok iyi kapanıp hızla kontraya çıkabilen Ankaragücü’nden hiç alışık olmadığı kadar gol pozisyonu görüyordu.
13. dakikada Ankaragücü’nün Fenerbahçe savunmasını hallaç pamuğuna çeviren Gürcü orta sahası Lobzhanidze golü attı. Ama bugüne kadar Fenerbahçe’nin 13 puanına kan doğrayan Jailson ile kaleci Altay sayesinde.
Fenerbahçe sanal baskıya devam ederken Ankaragücü’nün savunma arkasına attığı her top tehlike yaratıyordu ve Michalak’ın kaleci Altay ile karşı karşıya kaldığı pozisyon gol olsa Fenerbahçe’nin işi ilk yarı biterdi.
Ersun Yanal ikinci yarıya Tolga’nın yerine Emre’yi alarak başladı. Deniz Sol beke, Dirar sağ açığa geçti. 4-3-3 yani… Yanal’ın beklediği sadece soldan hücum yapabilen Fenerbahçe’ye Emre’nin sağ kanadı da kullandırması, soldan Kruse sağdan Dirar’ın topu Muriç’e doldurmasıydı.
Fenerbahçe her iki kanadı da kullanır hale gelince ve ailece öne çıkmaktan vaz geçince Ankaragücü’nün savunması seyreldi, kontratakları hız kesti.
Tersine, Fenerbahçe forvetlerinin kullanabileceği alanlar ortaya çıktı rakip ceza sahası yakınlarında. Ama Emre ile uzun pasa dönen Fenerbahçe’ye karşı savunması kolaylaştı Ankaragücü’nün.
Şansı da yok Yanal’ın… Bir hesap yaptı oda çarşıya uymadı; Emre yirmi dakika sonra sakatlandı ve yerini Ferdi’ye bıraktı. Yani sahaya müdahalesi bile aleyhine sonuçlandı hocanın.
Ev sahibi takımda Sedat sakatlanıp yerine Atilla Turan girdikten sonra Fenerbahçe defansının başının belası Lobzhanidze yerini İlhan’a bıraktı.
Maçın son yirmi dakikasında Yanal tüm riskleri ve muhtemel eleştirileri göze alarak Mevlüt ile santraforları çiftlemeye çalıştı ve Dirar’ı maç içindeki üçüncü bölgesi sağ beke gönderdi.
Fenerbahçe’deki bu karışık lığa noktayı koyan Rodrigues’in herkesi çalımlayıp attığı ikinci Ankaragücü golü oldu.
Orada bitti maç… Son saniyelerde Serdar’ın attığı golün hiçbir kıymet-i harbiyesi yok.
Lig bitmeden tükenip biten Fenerbahçe gibi.