Aykut Hoca’nın da altını çizdiği gibi şampiyonluk yolunda şans Fenerbahçe’ye üç defa gülümsedi ama sadece rakiplerin puan kaybetmesiyle şampiyon olmazdı ki Fenerbahçe...
Bir yandan kazanması lazımdı.
Tabi kazanmak için sahadaki koşulların ve zorlukların üstesinden gelebilmesi, gerekirse plan değiştirmesi şarttı.
Yani her haftası ayrı bir serüven olan uzun ligde, engelleri aşabilme kapasitesine, rakibi çözebilecek esnekliğe sahip olmalıydı.
Bugün kadarki müsabakaların üçte ikisinde kötü oynamış, son üçte birde düzelmiş Fenerbahçe için yeni bir aşamaydı bu.
İşte Karabük galibiyeti ile böyle bir beceri ekledi portföyüne.
Beklenenin tersine maç kâbus gibi başladı ve ilk yarıda bu kâbustan bir türlü uyanamadı Fenerbahçe...
Kâbusun adı “Eski Fenerbahçeydi”!.. Hani şu herkesi hasta eden ligin başındaki futbolun sahibi.
İki sebebi vardı bunun...
Biri Fenerbahçe’nin rakibi, diğeri kendisi.
Fenerbahçe’nin beklediği, takımın belkemiği beş futbolcusu “izinli” yönetimi değişmek üzere hocası yeni, lig sonuncusu Karabükspor’un teslim olmasıydı.
Çantada keklik hadisesi!
Ama klas ayaklar olmasa da çalışan ayaklar vardı Karabük’te... Hem de olanca güçleriyle.
Mücadele eden, disiplini hiç kaybetmeyen, yardımlaşan konuk takım Fenerbahçe’yi adeta kilitledi. Orta sahada pas yapamaz hale getirdi. Ve pas oyunu oynamak isteyen Fenerbahçe’nin planları bir anda sıfırlandı.
Fenerbahçe’ye gelince... İlk devrede arayıp da bulamadığı en önemli, en gerekli özelliği hareketli oynamaktı. Basan rakiple pas oyunu da imkansız hale gelince, kanatlar çalışmayıp önde çoğalamayınca ve ikili mücadeleler kaybedilince, bırakın rakip kaleye baskıyı, rakibe boyun eğer hale geldi Fenerbahçe.
Yani ilk on haftanın Fenerbahçesi...
Madem ki öyle, gelsin Valbuena!..
İlginç ama rakip oynatmayınca Fenerbahçe’nin “B” planı ilk haftaların neredeyse lanetlenmiş “A” planıydı.
İkinci yarıya bu planda eksik olan Valbuena’yı alarak başladı Aykut Kocaman. Kenarda kaldıkça küsmek yerine bilenen Fransız durgun ve şaşkın Fenerbahçe’yi tetikleyecek tek adamdı.
Öyle de oldu.
Valbuena girerken Şener çıktığı için Dirar savunmaya, Aatıf sol kanata geçti ve Valbuena hem oynamaya hem de oynatmaya başladı. Çünkü topa sahip oluyor, topu saklıyor ve takımın öne çıkmasını sağlıyordu. İlk yarının durgunları ona katılmak zorunda kalıyordu.
İlk yarıda 6-7 kornerden bir tane tehlike yaratamayan Fenerbahçe’nin golü Valbuena’nın kullandığı şık kornerden geldi... Üstelik kafayı vuran ilk yarıda berbat oynayan Mehmet Topal’dı.
Yetmedi, Valbuena 76’da şahane bir falsoyla topu doksana taktı ve “bundan sonra bensiz plan yapmayın” dedi adeta.
Nasıl olacak?.. Fenerbahçe eski plana mı dönece yani? O kadarı da Aykut Kocaman’ın problemi.
Ama Valbuena bir daha kolay kolay kulübede kalmaz bundan sonra.
Ne olursa olsun... Çok kolay galibiyet umulan Karabük maçı zor başlayıp Fenerbahçe’yi farklı planlara ve coşkulu oynamaya mecbur ettiği için belki de sezonun en “yararlı” 90 dakikası olarak geçecektir Fenerbahçe kayıtlarına.