Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir yanda son üç Süper Lig maçında gol yememiş, 5 maçta 4 galibiyet 1 beraberlik almış, taraftarı tribünlere sığmayan Fenerbahçe, öte tarafta sezona performans veren oyuncularını kaybederek başlamış, son 4 maçını kazanamayan, hocası topun ağzında Karagümrük.
Yüksek fırına uzatılmış demir çubuğun iki ucu sanki… Bir taraf alev alev kor gibi, diğerine dokunanın eli yanmaz, gözü kamaşmaz.
Ne beklenir Kadıköy’deki böyle bir maçtan?..
İlginç bir şekilde müsabaka öncesi ilk kez sık maçlar ve eksiklerden şikayet etmesine rağmen ve rotasyonu 3 ile sınırlı tutmak zorunda kalan Jesus Fenerbahçe’sinin farklı kazanması değil mi?
Fenerbahçe sadece yakaladığı zayıf rakiplerini ezmiyor Kadıköy’de… Bazen onları motive de ediyor. En şatafatlı devrinde Fenerbahçe’yi Kadıköy’de devirmek hocasından futbolcularına kadar kişisel futbol kariyerlerine yepyeni bir sayfa eklemek çünkü.
Şimşekler çaktıran 5-4’lük sezonun maçına gelince… Yok yoktu; 32 kısım tekmili birden! Skoru, mücadelesi ile tarihi bir karşılaşmaydı.
Fenerbahçe’nin rakibini kendi yarı sahasına hapsetmesiyle başlayan seyredilesi maçta Crespo’nun golüne kadar Karagümrük Kadıköy’deki klasik baskıya boyun eğer gibiydi.
Oyunu kendi yarı sahasından kurmakta ısrar eden Pirlo’nun Karagümrük’ünü basan Fenerbahçe karşısında fark yemekten kurtaracak tek şey ayağa top yaparak baskıyı kırmak ve Fenerbahçe’nin önde kurduğu savunma arkasına sarkmaktı.
Tam da bunu yaptı Karagümrük.
Önce oyunu dengeledi. Sonra Fenerbahçe blokları arasına futbolcu sızdırarak, koridorları kullanarak Fenerbahçe’yi kendi sahasına kadar itti, hatta Fenerbahçe gibi oynamaya başladı.
Lincoln ve Osayi kanatlardan öne çıktığında İsmail’in desteği ile üçlenen Fenerbahçe savunmasının temel direği Szalai’yi bozan Borini performansıydı. Karagümrük’ün hocası Pirlo, Diagne yerine Borini’yi monte ederek gerçekten tam isabet kaydetmişti.
Ancak, Karagümrük 15’te Borini ve 24’te Kouassi’nin golleriyle 2-1 öne geçtiğinde bile paniğe kapılmadı, şaşkınlık yaşamadı Fenerbahçe. Hatta daha istekle sarıldı maça. Ve Lincoln’ün ortasına Valencia’nın kafasıyla skoru eşitledi Fenerbahçe.28 dakikada dört gol… O kadar hızlı geliyordu ki goller VAR bir golün çizgisini çekmeden tabela değişiyordu o süreçte.
Maçın ikinci yarısı sanki bir final berabere bitmiş penaltı atışlarına geçilmişti.
Önce top Caner’in eline geldi, Valencia Fenerbahçe’yi 3-2 öne geçirdi. Sonra iyi gününde olmayan Altay, Borini’yi indirdi, Borini skoru 3-3 yaptı eşitledi. Son penaltı’yı yine Valencia kullandı, çünkü kendi şutu Karagümrük savunmasının koluna çarpmıştı.
Skor 4-3 olduğunda Jesus, Emre ve Lincoln’ü çıkarıp Rossi ile Alioski’yi sahaya sürdü. Jesus’un maç öncesi yakınma sebebi gerçekleşmeye başlamış, Fenerbahçe’de başta Pedro olmak üzere yorulanlar çoğalmıştı. Özellikle de savunma.Üstelik rakip Fenerbahçe ceza alanında oynamaya başlamıştı. Ve Pirlo, Shukurov yerine Karagümrük’ün golcüsü Diagne’yi takıma ekler eklemez Burak Kapacak’ın kafa golü skoru 4-4 yaptı.
Maçın bitmesine iki dakika kala Jesus sıra dışı bir hamle ile Serdar ve Batshuayi’yi  Valencia’nın yanına koydu, santraforları üçledi. Kazanmak istiyordu. Fenerbahçe’nin beşinci golünü atan Batshuayi ise attıran da Jesus’tu tabi. Büyük hocanın hamlesi de büyük oluyor sonuçta.