Fenerbahçe Başkanı Sayın Ali Koç’un dört yıl önce Gölcükspor’dan 65 bin euro’ya transfer edilen İsmail Yüksek için -hiçbir mecburiyeti olmamasına rağmen- aynı kulübe 100 bin euro daha katkıda bulunması, kamuoyuna “vefa” olarak duyuruldu ama bu manevi sıfat tam karşılamıyor yapılanı...
“Kadirşinaslık” daha uygun.
Çünkü, yüksek armonili, derin manalı bu kadim meziyet tarifinin kapsama alanında “değerbilirlik” var her şeyden önce... Değer bilmeyenin kadirşinas olma şansı yok.
Yani, transfer edilmesi ardından Balıkesirspor, Adana Demirspor ve Bursaspor’a kiralanarak tam kıvamında pişirilen, ardından Jorge Jesus’a ikram edilen 23 yaşındaki orta sahanın kıymetini çok iyi biliyor Fenerbahçe ve Ali Koç. Jesus zaten “gurme”!
Sonra, “iyilikbilir” gibi bir eş anlamı var kadirşinasın ki, insan olmanın olmazsa olmazlarından iyilik bilmek, yüce bir duygu.
Ali Koç’un Fenerbahçe’ye transfer ittiği ücretin “iki yüz katı” bir değer haline gelmiş İsmail. Artar eksilmez... Demek ki, bilerek veya bilmeden Fenerbahçe’ye büyük bir “maddi iyilik” yapmış Gölcükspor. Öte yandan, Fenerbahçe ve başkanına verdiği “yetenek keşfi” hazzı maddi iyilikten hiç de aşağı kalmayan bir “manevi iyilik”. Gel de Gölcükspor’a vefa duyma!
Ve kadirşinas bir insanın, kadirşinas bir kulübün yapması gerekeni yapmışlar sonuçta.
Tebrikler.
Bunlar futbolu süsleyen, futbol aktörlerinin erdemlerini ortaya çıkaran şık jestlerdir ve “mücadele etmek, kazanmak” gibi işin gereği olan kaçınılmaz sertlikleri törpüler, renklendirir. Tadına doyum olmaz. Çok güzeldir.
Ne yazık ki, seyrektir.
Şimdi bir “kadirşinaslık, değer bilirlik ve iyilik bilirlik” önerisi de benden!
Malum, Jorge Jesus artık bir fenomen... Sadece futbolunu seyredilir kıldığı Fenerbahçe ve taraftarları değil onu takdir eden... Gıpta eden rakip kulüplerin yönetimleri ve taraftarları da değil, tüm teknik direktörlere hırsını ve saha içi tavırlarını örnek gösterenler de... Televizyonun başına oturup futbol seyreden vatandaş için ilgi odağı asıl. Sohbet konusu.
Kısaca reyting unsuru kendisi.
Taraf olmadan cevap verin; futbolumuzun marka değerine katkısı ne kadar Portekizli hocanın.
Şahsını, tavrını, bilgeliğini bir kenara koyun... Sadece Fenerbahçe’ye yaptırdığı futbol şovu bile izleyen sayısını arttırmadı mı Türkiye’de sizce? Seyirlik Fenerbahçe yükselirken ardında futbolu sürüklemiyor mu? Çatır çatır futbol oynanmıyor mu Süper Lig’de? Kim bilir kaç lokal, kaç kahvehane Jesus’un önce Fenerbahçe’yi sonra Lig’i sırtından itmesiyle iade ettikleri dekordırlarını geri aldı yine.
Jesus’un Fenerbahçe’den sonra en büyük faydası kime?
Yayıncı kuruluşa elbette.
Adam, çikletinden saçlarına, sürpriz kadrosundan maçı yaşamasına reyting makinası. Hesabını yapmak çok zor ama yayıncı kuruluşun reklamlarına da etkisi olmuştur eminim.
Marifet iltifata tabidir. Yapamaz mı bir jest Bein Sports kendisine? Yapsa yakışmaz mı?
“Zararına ticaret olmaz” diye kulüplerin parası tırpanlayıp yayına zam yapmayı biliyorlar. 2016’da ödenen 500 milyon dolardan 110 milyon dolara kadar indirdiler kulüplere verilen parayı. Bizimkini elektrik faturasıyla yarış eder hale getirdiler. Peki şimdi dolaylı şekilde olsa da Jorge Jesus marifetiyle kazançları arttıysa?.. Tıpkı Fenerbahçe’nin Gölcükpor’a armağanı gibi hiçbir mecburiyetleri yok ama bir hediye veremezler mi Jesus’a?
Rolex saat falan ağır gelirse bir koli naneli çiklet takdim etsinler hiç yoksa. Bugüne kadar yayın ücretini indirmekten, izleme ücretini yükseltmekten başka eylem görmedik Katarlı dostlarımızdan. Fırdöndü hileli sanki; sürekli “hepsini al” geliyor kendilerine. Tamam, ticaret bu. Alsınlar da... Bir de “kadirşinaslık” yaptıklarına şahit olalım.