Beğenirsiniz beğenmezsiniz…
Bir yollara düşersiniz, bir oy vermezsiniz…
Lakin, Aziz Yıldırım’ın gelmiş geçmiş tüm mevkidaşları arasında en dik duruşlu, en yürekli ve Fenerbahçe’ye en sevdalı başkanlar listesinin şeref kürsüsünde olduğunu inkar edemezsiniz.Her başkan kulübüne bir şeyler kazandırmak için fedakarlıklar yapar. Kimi takımı galaksiye çevirir yıldızlarla… Kimi baretini takar tesis zengini kılar. Eli cebinden çıkmayanlar da vardır, eksiklerini zeka ve iş bitirme kabiliyetiyle kapatanlar da. Tarz meselesi.
Çünkü Başkan liderdir… Liderlik fedakarlık demektir.
Ancak, özverisine “özgürlüğünü” de katan başka başkan bilmiyorum ben.
Sadece bu sebeple bile Aziz Yıldırım’ın mali genel kurul arifesi yaptığı açıklamadan kastını doğru anlamak, faydalanmak gerekir. Artık gelenek olmuş zamanlama biraz hinlik koksa da eleştiri işe yarar bir şeydir aynı zamanda.
Konuşan herhangi biri değildir.
Hem… Tipik bir Aziz Yıldırım asabiyeti bile görmedim ben o deklarasyonda.
Ali Koç yönetimine, “olağanüstü genel kurula gidin güç tazeleyin” dedi özetle.
“Yıldız futbolcular transfer edin” dedi.
Ve tarzından umulmadık şekilde bayrak indirdi;
“Beni düşman görmeyin” !..
İtiraz eden Fenerbahçeli yüzdesi, tek rakamı geçer mi ?
Bu, Aziz Yıldırım kriterlerine göre barış değilse bile ateşkes ilanıdır ve Ali Koç’u iyice köşeye sıkıştırmayı hedeflemiyorsa Fenerbahçe için yapılmıştır.
Çünkü açıklamaya “kendim için bir şey istiyorsam namerdim” mealinde “erken genel kurul kararı alınırsa aday değilim” eklemesi yaptı sayın Yıldırım.
Açık söyleyeyim, bir tek hata var açıklamasında; “Türkiye Kupasını küçümsemek”!.. Yıllar önce şampiyonluğu kaçırmış Fenerbahçe, Kupa finalinde kaybedince bana söylemişti “beş milyon kaybetsem bu kadar üzülmezdim” diye. O zaman TL de TL’ydi hani!
Kalan kısmında haklı.Başkanlar doğru söyler ama koltuktan kalktıktan sonra daha doğru söyler!..
Peki, sonuç?..
Misliyle hücum… Fenerbahçe üzerinde taht savaşlarına devam. Bu ne bitmez kindir, ne tükenmez intikam? II. Dünya savaşı Ali Koç-Aziz Yıldırım harbi kadar sürmemişti.
Aziz Yıldırım’ın altını çizdiği cümleleri, onun yirmi senede yaptığı hataları öne çıkararak, akçalı konularda imalar yaratarak göğüslemek, ne sayın Koç’a ne de Fenerbahçe’ye zerre kadar fayda sağlamaz.
Tabi işi kişiselleştirmek istemiyorsanız.
İstedi sayın Ali Koç…
Zira, itiraf ettiği gibi boşa giden maddi manevi emekleri yüzünden kendisini çok kötü hissetmekteydi. Hayatında en değer verdiği koltuk, hayatının en büyük zorluklarını çıkarmıştı karşısına. Aziz Yıldırım’ın adı tuz biber geliyordu ona.
Fenerbahçe başkanlığında şampiyonluk bir onur meselesi haline gelmemiş olsaydı, Aziz Yıldırım’a gerek kalmadan çoktan olağanüstü kongreye gider, bir daha aday bile olmazdı.
Haksız mı?
Hayır.
Fenerbahçeliye rağmen Fenerbahçe’yi kurtaramaz hiç kimse!
Neyse ki, UEFA’nın finansal fair playi kaldırdığı bir sezon var önünde. Sınırsız kaynaklarıyla sınırları zorlayacağı transfer mevsiminin tam ortasında. Ama yine de pek emin değildi ki, Aziz Bey’i en azından gelecek sene yapılacak olağan genel kurulda aday olması için tahrik etti açık açık.
Neden?
Fenerbahçe şampiyon olursa minderden kaçtığını ilan edip ondan sonsuza kadar kurtulmak, şampiyonluk yine kaçarsa koltuğu devredecek kişiyi sağlama almak için.
Taht oyunları böyle bir şey işte… Neyin ne için yapıldığını, kime yarar sağladığını, haklıyı/haksızı her şey bitmeden anlamak mümkün değil.
Fenerbahçe’nin asıl dramı bu!