Gelenek bozulmadı!.. Fenerbahçe ile Trabzonspor oldum olası “birbirlerini oynamaya zorlayan” takımlardı. Sezonun sonu gelmiş, hedefler bitmiş tükenmiş; fark etmezdi.
Kadıköy’de Fenerbahçe’yi mağlup etme veya Trabzonspor’a boyun eğdirme -puanları pek bir işe yaramasa bile- kadim rekabet ile taraftar hafızalarını tazelemek açısından paha biçilmezdi.
Ve yine fark etmedi...
Hem Fenerbahçe hem de Trabzonspor bu sezon var olan tüm güçleri, tüm hünerleri, becerileri, iddiaları ve iyi niyetleriyle ellerinden geleni yaptılar.
Üretilen futbol mükemmel değildi ama iki eski şampiyonun bu sezonki kapasitesi bu kadardı.
Fenerbahçe sahaya “ofans yüklemesiyle” çıktı... Trabzonspor mutlaka kazanması gereken ve berabere devam eden maçın son çeyreği gibi başladı.
Sertlik ve ikili mücadele kaçınılmazdı.
Trabzonspor önde oyunu sıkıştırmasa, orta sahada pas trafiğini kurabilse, önüne kadar gelip top kaybettiği Fenerbahçe ceza alanında tehlike yaratabilir ve öne geçebilirdi onbeş dakika boyunca.
Fenerbahçe’yi ise giderayak ikiye ayırmıştı Advocaat!.. Altı savunma dört forvet... Ancak maçtan sonra uçağa binip ülkesine gidecek bir hocaya uygun hareket!
Lens, Van Persie, Sow ve Emenike ilk kez hep birlikte on birdeydi.
İyi de neden?..
Akıllı bir tercih ise sondan bir evvelki maça kadar niye bekledin?
“Ya tutarsa” ise bunca yıllık deneyimine yazık ettin Advocaat.
Bu tercih şaşırtsa da gedikler Mehmet Topal tarafından kapanırken savunma kanatları Hasan Ali ve İsmail’in bindirmeleriyle Fenerbahçe zaman zaman dört savunma altı hücumcu ile oynar hale geldi ve 23. dakikadaki gole böyle uzandı.
Aslında Fenerbahçe’nin Lens üzerinden hızlı hücum planından vazgeçmesi ile geriye plan kalmamış, futbolcular doğaçlama yapıyordu.
Lakin, doğaçlamanın bazı sakıncaları vardı!.. Bir-iki futbolcu durunca hem plansız hem doğaçlamasız kalmak gibi...
Van Persie, Sow ve Emenike’den hangisi “önce duracak” diye çok beklemedi tribünler. Üçü de durdu.
Dedik ya; iki takımın adı bile diğerini oynatmaya yetiyordu... İkinci yarıya sakat kalecisini değiştirip Okan’ın yerine Durica’yı alarak başlayan Trabzonspor, önce orta saha üstünlüğünü ele geçirdi sonra 54. dakikada Bero ile beraberliği yakaladı.
Sebep Trabzon’daki değişiklikten çok Castillo’nun devreye girmesi ve Fenerbahçe’de Lens ile Van Persie’nin oyundan düşmesi, ilerde topu tutamamasıydı. Emenike’den söz etmeye bile gerek yok.
Advocaat’ın hamlesi Emenike’yi çıkarıp Volkan’ı almak ve Van Persie’yi santrfora çekmek oldu maçın bitmesine çeyrek saat kala. Yani “futbol normallerine” ancak son onbeş dakikada yaklaştı Fenerbahçe.
Ne kadar gerekli olduğunu anlamak için bir dakika sonra Fenerbahçe’nin Volkan marifetiyle gol pozisyonuna girdiğine bakmak gerekir.
Ve 80. dakikada Advocaat Sow’u çıkarıp Salih’i aldığı için orta sahası ile forveti dengeli bir Fenerbahçe oluştu sahada.
Çok geç...