Bir bedevi reisi, bir deve, bir köle... Kabileden yola çıkmışlar, Sana’ya gidiyorlar. Başkent uzak, çöl sıcak.
Devenin üstündeki Reis,belki eğlenmek için belki de aşağılamak niyetiyle sesleniyor kölesine. “Devenin pisliğinden bir avuç yersen yer değişiriz, ben yaya sen deveyle gideriz”!
Taze pisliğe elini daldırıp yemez mi köle!..
Yol uzak, çöl sıcak, Reis perişan... Devenin üzerine kurulan köle, ağzındaki kötü tadın intikamı için son darbeyi indiriyor Reis’e:
“Sen bir avuç ye yer değiştirelim sahip”!..
Feci durumdaki Reis çaresiz atıyor ağzına bir avuç ve çıkıyor devesine.
Sonra yine... Deve pisliğini yiyen deveye biniyor.
Başkent surları gözüktüğünde Reis devede, Köle yayan.
Bakıyorlar birbirlerine... Yola çıktıkları pozisyondalar ikisi de.
Ve soruyorlar kendilerine:
“Peki biz bunca b..’u niye yedik”!
Reis veya köleye kızamıyor insan... İnsanoğlunun varoluşundan beri genlerine yerleşmiş “üstün gelme” mücadelesini ıssız çölde kendi başlarına test etmişler, zararını kendileri çekmişler...
Ama aynı olayın güncellenmiş futbol versiyonunda bilek güreşine hepimizi dahil eden bir Fatih Terim ve Arda var ortada.
Her ne kadar “kimin ne haltlar yediğini” bilmesek de bize şikayet etmişler birbirlerini... Bizi provoke etmişler tercih yapıp diğerini cezalandırmamız için...
Beş ay sonra başladıkları noktaya dönünce kendilerine Reis ve köle ile aynı soruyu sordular mı bilemiyoruz... Lakin, bizleri de kişisel oyunlarına dahil ettikleri için kendilerini affetmiyoruz.
İkisi de özür dilemeli 79 milyondan!..
Neden?..
Fatih Terim söyledi; Arda milletten özür dilemesi gereken işler yapmış!
Terim ise milletten özür dilemesi gereken işleri yapan adamı Milli Takım’a geri aldığı için özür dilemeli milletten.
Bu haklı şikayetimiz ve beklentimizi ayırırsak, bizler memnunuz son durumdan. En iyi Milli Hoca ile en iyi Milli futbolcu bir arada olunca Milli Takım güçlenir, o da bize yarar sahaya bakınca.
Lakin futbol sadece sahadakiyle sınırlı değil.
O yüzden hiçbir şey aynı olmayacak!
Aylar önce “Fatih Terim ile Arda, ancak düğünde, cenazede, nikahta” başlıklı yazımda “Bir araya gelemezler” çünkü “gelirlerse ne Arda ne Terim bildiğimiz kişiler olur artık” demiştim.
Fikri takipteyim...
Kim kimin bileğini büktü tartışmaları arasında ne eski uyum kalacaktır aralarında ne de katkı ve verim...
Kamuoyu ise jest/mimik takipçisi olacak Milli Takım’ı izlemek yerine. Konu başlığını bırakacak, satır aralarını arayacak.
Her zafer, her hezimet futbol gerçekleri/gerekleri üzerinden değil, bu olay başlığında tartışılacak. Onlar yıpranacak Milli Takım epriyecek.
Çünkü, Reis ile köleninki gibi çölün ıssızlığında yaşanmadı mesele...
“Hata ise neden yaptın, değilse niye geri aldın” sorusu bitmeyecek Terim’li Arda’lı Milli Takım var olduğu sürece.
Evet... Arda daha epey oynayacağına göre, ancak Fatih Terim Milli Takım’ı bırakınca sonuçlanır bu sorun.
Yani, tüm yaşananlardan sonra Arda’yı Milli Takım’a çağırması için ağır baskılara boyun eğmek yerine ya reddetmesi ya da istifa etmesi gereken Terim, gereğini yaptığında.
Haa... Derseniz ki “böyle de idare ederiz”.
Siz bilirsiniz. Midesi kaldıran deve pisliği bile yer sonuçta.