Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gerçekten dramatik başladı maçın ilk yarısı ve tamamı aynı şekilde devam etti. Hani “32 kısım tekmili birden” derler ya. Aynen öyle!
Henüz 4. dakikada Koulouris’in golüyle 1-0 geriye düştü Fenerbahçe ki, Alanyaspor’un ilk yarıdaki tek pozisyonuydu bu.
İlk çeyrek dolmadan Oosterwolde durduk yerde sakatlandı, yerini Osayi’ye bıraktı. Osayi ile Ferdi mecburen kanat değiştirdiği ve Fenerbahçe hücumları sağdan sola taşındığı için Jorge Jesus’un ilk 11’ini ve oynatmak istediği futbolu eleştirme şansı da kalmadı.
Ancak santrfora yerleştirdiği ve maçta var mı yok mu bir türlü anlaşılamayan sakatlıktan çıkmış Pedro tercihi için herkes istediği kadar eleştirebilir Portekizli hocayı. İkinci yarı onun yerine sokup yine herkesle birlikte pişman olduğu sakatlanıp çıkan King için eleştirilebilir pekala.
Jesus, “kimi koysam oynuyor” diyordu ama sonuca kimin etki ettiğini umursamıyordu sanki. Muhtemelen yedek kulübesi sahadakilerden daha verimli olabilirdi. Hele öndeki Galatasaray’ın 3 puan kaybedip arkadaki Beşiktaş 3 puan kazandığı, Fenerbahçe’nin Avrupa serüveninin noktalandığı haftada.
Ersun Yanal ise gelecek sezonlarda Fenerbahçe’ye dönme şansını tamamen kaybettiren bir negatif futbola ikna etmişti takımını. Ailecek topun arkasına geçtiler ve çok düşük pas isabeti yüzdeleri ile kontra bile yapamadılar. Ev sahibi, savunurken sürekli açıklar verdi ama bu kez Fenerbahçe’nin düşük temposu ve yavaşlığı hücumlarını sonuçsuz bıraktı.
Tamam; maç tek kaleydi ama Fenerbahçe adeta “hayalet takım” gibiydi ilk yarıda. Ve o hayalet takımın hayali şampiyon olmaktı. Bu futbolla zor işti doğrusu. Ancak rakip müsaade ettiğinde ve sahayadoğru adamları monte ettiğinde kazanabildi Fenerbahçe. O zamana kadar topla temas etmek bile istemeyen rakibin kafes gibi kurduğu orta sahasını geçemedi, ceza sahasında çoğalamadı, hızlanamadı. Her şey ikinci yarı Alanyaspor açık oynamayı tercih edince değişti.
Futbolun 10-15 dakika VAR kararı beklediği zaten yavaş Fenerbahçe’nin iyice soğuduğu ilk yarıda VAR’dan dönen bir golü vardı Sarı-lacivertli takımın. Rossi ofsaytmış… Hiçbir şey anlaşılamayan uzaktaki pozisyon görüntüsüne kimin ayağına dokunduğu belli olmayan bir çizgi çekilmiş belgesi vardı ama anlamak zordu açıkçası.
Jesus, hiç yapmadığı bir şey yaptı ikinci yarı başlarken ve yok hükmündeki Pedro’yu, kontenjandan yeri garanti Arao’yu ve son dönemin en formsuzlarından İrfan Can’ı çıkarıp Emre Mor, Zajc ve King’i aldı. Bu futbolcular herhangi bir Fenerbahçelinin ilk 11’e yazacaklarıydı zaten, hoca 45 dakikada emin oldu. 65 dakika beklemedi; ona da şükür!Kaçınılmaz olarak tempo kazandı Fenerbahçe. Önde adam eksilten maçının sonuna doğru golünü de atan Emre ile ceza sahasına daha kolay girdi. Çünkü, Alanyaspor kalenin önüne otobüs çekmeyi bırakmış, bu da başta Emre, Fenerbahçe’nin işini kolaylaştırmıştı.
Muhtemelen Ersun Yanal “artık ayıp oluyor” demişti ofans adına tek şey yapmayan takımına bakıp. Neden o kadar kapalı başlayıp ikinci yarı açık oyunu tercih etti Yanal? Bir gol daha atıp “ne hoca ama” dedirtme hırsı galiba.
Rakip kaleye daha rahat gelen, savunma arkasına daha kolay sarkan Fenerbahçe Osayi ile penaltı kazanıp Valencia gole çevirince skor 1-1 oldu. Ardından Ferdi için de penaltı isteyen Jesus oyuna döndü; lakin kenarda biraz aşırı hareketler yapınca kırmızı kartla tribüne çıktı. Hakem Portekizce mi biliyordu ne?.. İtiraz hareketlerini küfürle mi süslemişti yoksa? Başka türlü kırmızı kart niye? Derbiye hocasız çıkacak Fenerbahçe!
King-Serdar değişikliğinden sonra Alanyaspor kalesini iyice zorlayan Fenerbahçe 84’te kazandığı ve Valencia’nın attığı ikinci golle, ardından Emre Mor’un bireysel çabasıyla attığı üçüncü şahane golle ümitlerini on beş gün sonraki Beşiktaş maçına taşıdı.
Hayalet gibi başladığı deplasmanı hayalindeki skorla tamamladı sonuç olarak.