Şenol Güneş, Bayern Münih karşısındaki şok mağlubiyetten sonra yapılan “ağır” eleştirilere muazzam bir yanıt verdi...
İyi de... Ortada eleştiri falan yoktu ki!
Herkes yazılarına/sözlerine gruptan rekor puanla namağlup lider çıkan Beşiktaş’ı överek başlıyor, Avrupa’daki Bayern Münih fenomeninin altını çiziyor, maçın başında on kişi kalmak gibi Beşiktaş’ın büyük talihsizliğini farklı yenilginin baş unsuru yaptıktan sonra lafı Güneş ve talebelerine teselli ile tamamlıyordu adeta.
Şenol Hoca dünkü basın toplantısında önüne koyduğu notları dönüş uçağında “muhtemel eleştirilere” göre almıştı galiba.
“Beşiktaş sahanın içinde kalırken Beşiktaş’ı saha dışında yıpratmaya çalışanlar” kimdi mesela... Varsa kaç taneydi? Hesaba kitaba girer miydi, yoksa takdir eden milyonların yanında yok hükmünde miydi?..
Terbiyesizlik, saygısızlık nereden çıktı sayın Hoca’m?
Zaten kendisi de farkında olmalıydı “durumdan mağduriyet çıkaramayacağının” ki, eski defterleri karıştırıp tarihi Milli Takım teknik direktörlüğü zamanındaki Dünya Kupası’na kadar çekti ve antika eleştirilerden medet umdu.
Şenol Hoca illa bir eleştiri istiyorsa kırmayalım kendisini!
Hatası, Beşiktaş Bayern Münih ile eşleştiği andan itibaren, futbol gerçekleri ışığında en zor kararı verip futbolcularını lige döndürmemiş olmasıdır.
Bu bile hata sayılmaz...
Hayatta ve futbolda sınıf atlamanın ilk şartı sınırları zorlamaksa, Beşiktaş da en üst basamaktaki Bayern Münih için planlar yapacak ve lig şampiyonluğunda dikkati dağılacaktı elbet.
Yine de eksik olmasın Almanlar, İstanbul’a ümit falan bırakmadı da “yumurtalar kırılmadı”...
Sadece “kapıya gelmiş” durumda.
Fenerbahçe derbisi, Beşiktaş’ın yurt içi dalgınlığını telafi edip tekrar yarışın içine girebileceği bir fırsat olarak duruyor işte pazar gününde.
Kazanabilir mi Beşiktaş?
Normal şartlarda, Pepe ve Talisca’nın yokluğunda bile evet...
Gerçi Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında, Beşiktaş’ın Bayern Münih ile olduğu kadar ezici bir fark yok ama Beşiktaş, Fenerbahçe’den daha iyi futbol oynuyor.
Geriye kalıyor derbi unsuru!
Derbi bilinmezliği.
Derbi parametreleri.
Bu değişkenlerden önde gelen bir tanesi de teknik direktörlerin konsantrasyonudur.
Beşiktaş’ın ligde var olma maçı sayılacak Fenerbahçe karşılaşmasına iki-üç gün kala “eski Şenol Güneş’e” ihtiyacı var. “Tutulmuş”, kıytırık eleştirilere takılmış Güneş’e değil!
Lakin Şenol Hoca hala Almanya’da... Herkes defteri kapatmış, o zorla açmaya çalışıyor. Subjektif yorumlara felsefi cevaplar getiriyor.
Şayet derbiyi Beşiktaş kaybederse, Şenol Hoca’ma bir kolaylık yapayım ve eleştirimi önceden koyayım ki, basın toplantısındaki notları arasına eklesin: Evet... Şayet Beşiktaş kaybederse, Şenol Güneş’in şu ruh hali yüzünden kaybedecektir.
Keşke bu basın toplantısını hiç yapmasaydı derbiden önce...
Ya da illa yapacaksa, derbiyi konuşsaydı. O da olmazsa, Türk Futbolu’nun sorunları var mesela... Derbi giderse Milli Takım sorumluluğu için bir açılım olurdu pekala.