Şenol Güneş büyük hoca... Bırakın kendi takımını, rakipleri de kitap gibi okuyor, neyi nasıl yapacaklarını ve sonucun ne olacağını maç oynanmadan biliyor.
Lyon’a -büyük olasılıkla- eleneceklerini öngördüğünden eminim!..
Elbette kalecinin kucağına atılacak son iki penaltıyı falan tahmin edemezdi ama Lyon’un Beşiktaş’tan daha iyi oynadığını tespit etmiş, İstanbul’da işlerinin çok zor olduğunu anlamıştı.
Hatta dramatik bir sonuçtan bile çekinmiş olabilir.
Lyon rövanşından bir gün önce UEFA’nın bu maça hiçbir etkisi olmayacak kesilmiş fakat kesinleşmemiş, üstelik “ertelenmiş cezasını” bahane ederek “sahaya 1-0 mağlup çıkıyoruz” demesi bu yüzdendi.
Düşünelim bakalım... Başka hangi sebeplerle tamamen yönetimin görev alanına giren bu konuyu “yaktınız bizi” yakarışıyla çeyrek final basın toplantısına taşırdı bir teknik direktör?
“Mağduru” oynayıp tribüne taraftar yığmak, onları hırçınlaştırıp rakibi ürküterek avantaj sağlamak için mi?..
Geçiniz; Beşiktaş’ın taraftarı zaten tribüne sığmıyordu, hırçınlaşmadan da yeryüzündeki en ağır baskılardan birini kurmakta zorlanmıyordu. Hırçınlaşmaları ise UEFA’nın kestiği cezayı erken uygulamaya sokmaktan başka hiçbir işe yaramazdı.
Düşman yaratıp “futbolcuları motive etmek istedi” de diyemez hiç kimse...
Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktan farkı yoktu bunun.
Bir kısmı Beşiktaş’a yeni gelmiş ve ısınma devresinde, bir kısmı seneye burada olmayacak pek çoğu yabancı futbolcular, ancak anadan doğma Beşiktaşlı veya atadan milliyetçi olmalıydı ki, Fatih Terim’in özellikle Milli Takım’da yararlandığı metot Lyon maçında da çalışsın.
Quaresma’da, Oğuzhan’da, Mitrovic’de aşırı bir motivasyon hali gördünüz mü siz?
Geriye kalıyor Şenol Güneş’in derin öngörüsü ile yaptığı “eleniriz” tahmini ve buna karşı “hazırlık” ihtimali. Beşiktaş’ı yürekten kutlamak lazım ama İstanbul’da Beşiktaş’tan bir-iki gol daha fazla atabilirdi Lyon... Deplasmandaki 2-1’den sonra soğuk duş etkisi yapabilir, artçıları Kartal’ın yüzde yüze vuran şampiyonluk ihtimalini bile etkileyebilirdi.
Bitmedi... İlk maçtan sonra “mırıltı” halinde fısıldanan “Güneş’in formsuzluğu” yüksek sesle telaffuz edilir hale gelebilirdi.
Beşiktaş kazanarak elendi. Hiçbiri olmadı...
Olmadı ama... Şenol Güneş’in maçı etkilemeyecek UEFA cezasını çeyrek final maç masasına taşıması, hiçbir yarar sağlamadığı gibi ortada kaldı şimdi.
Lyon’a elendikten sonra Şenol Güneş’in “UEFA çıkışına” getirdiği açıklama da kesmedi bizi.
Çünkü, “suçun şahsiliği ilkesi göz ardı edilip kulüpler yakılıyor” lafı ne gündem değiştirecek kadar yeni, ne de çözüme zorlayacak kadar etkili.
Hayati bir maç yerine gündem yapılmasında ne yarar olabilir ki?
Güneş’in “Hem Lyon’a hem de Beşiktaş’a yazık” tespiti ise onun değil başkalarının işi… Mesela ilk maçtan bir gün sonra Ters Köşe’de yazılmıştı... Muhtemelen Beşiktaş yöneticileri de tekrarlıyordur UEFA’ya.
Laf olsun diye konuşmuş olamaz Güneş kalibresindeki bir hoca...
Lakin ben Şenol Hocamın Lyon’a elenmeden önce yarattığı gündemin Beşiktaş’ın yenileceğini düşünerek yaptığı bir hazırlıktan başka sebebini bulamadım; bulan varsa söylesin anlayalım.