Herkes gibi ben de Fenerbahçe’deki “üst akıl” fazla üste çıktı ve tavana vurup tepe üstü düştü sandım Mahmut Uslu’nun Galatasaray’a yüklendiğini görünce!
Önce anlam veremedim…
Elbette doğruluk payı olabilirdi, “Galatasaray 3 Temmuz süreci sayesinde 3 sene avantadan şampiyon oldu” cümlesinde… Kumpastaki Fenerbahçe’den doğan boşluktan Galatasaray yararlanabilirdi.
Lakin bu durum tespitini, amiyane “avanta” kelimesiyle zenginleştirip, rakibi aşağılama boyutuna itmenin ne zamanı ne de yeriydi.
Hem, kime neydi?..
Kumpası Galatasaray mı kurmuştu?
Galatasaray o günlerde paralelciler ve Aziz Yıldırım’dan başkasının bilmediği tuzağı hissedip ligden mi çekilecekti yani?
Fenerbahçe takatsız kalmışsa yerini birileri dolduracak, birileri şampiyon olacaktı.
Her şampiyon suçlanacak mıydı?
Hele günümüz koşullarıyla ne alakası vardı bu saptamanın?
Belli ki, tek amacı maraza çıkarmak olan bir tespitti Mahmut Uslu’nunki!..
Önce, ben de öyle sandım.
Benzer atışmalara alışıktık düşman ikiz kardeşler arasında. Rutindi... Ama sırf kavga çıksın diye yapılmaz, hepsinin bir gizli ajandası olurdu.
Yoksa kimyası mı bozulmuştu Fenerbahçe’nin? Kime saldıracağını mı şaşırmıştı?
Çünkü ilk bakışta Beşiktaş şampiyon olurken eski defterleri açarak durduk yerde Galatasaray’a sallamanın hiçbir anlamı ve daha önemlisi “getirisi” yoktu.
Hatta tam tersine...
Şampiyonluğa üç adım kalmışken üç puan farkla önden giden rakibin Beşiktaş, Galatasaray’la oynayacak; bir anlamda şampiyonu Galatasaray tayin edecekti…
Ve sen onu çileden çıkartıyordun!
İşte “anahtar” buradaydı.
Oturdum düşündüm; “Bayram değil seyran değil, Mahmut Uslu Galatasaray’ı neden öptü” diye.
Ve anladım galiba!
Paylaşayım:
Galatasaray’a “seç bakalım şampiyonu” deseler, yüzünü kime döner ve gülümserdi?
Beşiktaş’a... Racon böyleydi; Fenerbahçe olmasın da kim olursa olsun...
Sahadaki hiçbir Galatasaraylıdan Fenerbahçe’nin şansını yok etmek için Beşiktaş karşısında “gevşek” oynamasını bekleyemezsiniz ama ortada “kamuoyu” denilen ve “algı üreterek” herkesin bilinçaltını etkileyen bir haritacı vardı...
Ve o kamuoyunu oluşturan saha dışındaki Galatasaraylılardan küçümsenmeyecek bir kısmı Fenerbahçe’yi alaşağı etmek için kendi takımının derbide yenilmesine razıydı.
Hatta talep ediyordu açık açık.
İşte tam bu noktada, Mahmut Uslu’nun Galatasaray’ın şampiyonluklarını küçümseyen, “avanta” yakıştırması yapan açıklaması ile ne gerçekleşti?
Oyun dışı kalmış Galatasaray çıldırdı ve oyuna dahil oldu.
Şimdi Galatasaray derbide varını yoğunu ortaya koyup mücadele etmezse, “Zaten birbirlerini sevmezler, Mahmut Uslu’nun son açıklamalarıyla iyice çileden çıkan Galatasaray Beşiktaş’a yattı” demezler mi?
Mahmut Uslu, Galatasaray ile aralarındaki husumetin altını çizerek ve onları da kayıtsızlıktan alıp aynı çizgiye çekerek, “oyun dışı kaldığı için olası bıkkınlık ve ciddiyetsizlikle Beşiktaş’a mağlup olma kartını” Galatasaray’ın elinden çekti aldı.
Galatasaray artık Beşiktaş’a teslim olursa, bunu Fenerbahçe ile aralarındaki geleneksel husumetin yeniden köpürmesi yüzünden yapmış olacak ki, değil Galatasaray, hiçbir kulüp veya camia bunu kaldıramaz.
Teslimiyeti geçin; maça asılıp kaybetse bile “şaibe” yaftalı bir yenilgi kalır elinde.
Yani tek çare kazanmak!
Derbiye kadar daha çok konuşur Mahmut Uslu...
İrfan Aktar çok yanıt verir.
Muhtemelen Başkan Özbek de katılır.
Çünkü “Mahmut Uslu’nun Galatasaray - Beşiktaş derbi kurgusu” amansızdır.
Ve derbi günü sinirden ayakları titreyen Galatasaray çatır çatır oynayarak “alın size Galatasaray namusu” kıvamına gelirse kimse şaşırmasın.
Artık aksi mümkün değildir.
Bunun adı nedir?
Ters manyelin üçüncü boyutu!
Umulanın aksini yaparak karşısındakini beklediği sonuca itmenin Fenerbahçe üst aklında çıkmış son modeli.