Çözülmesi gereken sağlam bir “bulmacamız” var: Trabzonspor’un Süper Lig’deki skor tabelaları, “üç ihtimalin” sözlük anlamı gibiyken, nasıl oluyor da Avrupa’da grubunu deplasman-iç saha demeden “yenilgisiz lider” bitiriyor aynı takım?
Ciddi bir araştırma konusu.
***
Türkiye’de futbol farklı mı oynanıyor?
Trabzonsporlular Avrupa’ya “bir başka” mı konsantre oluyor?
Geçtik Beşiktaş’ı, Fenerbahçe’yi... Hocanın futbol aklı ile talebelerinin yeteneği/gücü, Akhisar’a, Gençlerbirliği’ne, Kasımpaşa’ya, Antep’e, Sivas’a, Balıkesirspor’a yetmiyor da Avrupalı rakiplere mi galebe çalıyor?
Yoksa Trabzonspor’u sertlik mi yıldırıyor, taraftar mı geriyor bizim coğrafyada?
Ya da başka bir şey mi, başkası mı?..
“Saha dışı unsurlar” nereye kadar bozar veya yüceltir bir takımı?
Cevabı burada... İncelenmeli.
***
Ben diyorum ki, derin zikzakların ilk sorumlusu bu başarıya imza atanlar!..
90 dakikalık maçı krokiler, yüzdeler, şablonlar, oklar, son teknoloji tezgahlar ile 180 dakika didikleyen “futbol bilginleri” bizde bol...
Bir zahmet bu konuyu da yüzdürsünler bilgi okyanuslarında!
Hepimiz öğrenelim.
Doğru dürüst yanıt bulan olursa, Sadece Trabzonspor özelinde değil, futbolumuzla ilgili çok önemli iş yapar.
Hacıosmanoğlu “bir at ve üç nalı” buldu
Gelelim sadede!.. Alem buysa, Trabzonspor bizi Avrupa’da mutlu eden bir takımdır; orası önemli.
En iyimser tahminlerin bile ötesine geçmiştir Karadeniz ekibi.
Kime minnet duyacağız, kimi kutlayacağız o zaman?
Elbet futbolcular, teknik direktör, falan...
Lakin hepsini “tercih eden adam” kim?
Başkan.
***
Benim seçildiği günden beri eleştirdiğim Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nu, UEFA’daki yenilmez armadayı kurduğu için kutlamak, boynumun borcudur mesela.
Yürekten ve samimi.
Lakin...
Diğer eleştirilerim baki.
***
Çünkü skor tabelasındaki “doğrular” ile yönetim katındaki “yanlışlar” aynı bahçenin ürünü olsalar bile “dört işlem”e elma ile armut kadar yabancıdırlar.
Bakınız... Benim “baki” eleştirilerimin hemen hemen aynısını sayın Hacıosmanoğlu’nun seçim yoldaşı ve ikinci başkanı Sebahattin Çakıroğlu da dile getirdi zaten.
“Trabzonspor’u, yaptığı bölücü ve siyasi söylemlerle parçalara ayıran, kendisine ait olmayan hiçbir fikri kabul etmeyen Vs...”
Biz söyleyince hiddetleniyordu kimileri.
Asbaşkandan daha güvenilir tanık gerekir mi?
***
Olsun... Şans yüzüne güldü, “üç nal ile bir atı” Avrupa’da buldu sayın Hacıosmanoğlu!
Geriye bir tek nal kaldı ki, o da Başkan’ın üslubu gibi sert ve ağır olmamalı.
Düz yolda kıvılcım çıkarıp kaymaya ne gerek var?
Şu mutlu günlerde bu kadar!..
Hem bakarsınız Hacıosmanoğlu da bırakır keskin sirke tavrını ve büyük başkan olmanın “çok iyi kavga etmek” kadar, çok iyi sonuçlardan geçtiğini anlayıp, devam etmesi için kendini unutturarak futbola yer açar!