Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fatih Terim’den Mourinho’ya kadar her teknik adam için “sözleşme feshi” anlamına gelecek Östersunds gibi bir felaket ardından İgor Tudor’un paşa paşa görevini sürdürmesinden anlaşıldı ki, futbolun/skorun/turun çok daha ötesinde bir operasyon var Galatasaray’da...
Evet... Derin ve vahim bir operasyon.
Başkan Dursun Özbek “yılların” temizliğini yaptırıyor Hırvat teknik direktöre.
Tudor’un görevi Galatasaray’a yerleşmiş, elinde Galatasaray kimliği, sırtında bunu Allah’ın kelamı gibi kabul etmiş onbinlerin desteği ile hocaların ve yönetimlerin yetki alanına tecavüz edebilen, oynayıp oynamamaya kendileri karar verebilen, hocalar üstü, hatta kimi zaman Galatasaray üstü futbolcuların üstünü çizmek.
Çizdi... Daha da çizecek.

Haberin Devamı

Hadi “görev” değil de; bu kaçınılmaz ve tehlikeli işi “Tudor’un komplekslerine, nobranlığına, sert ve uzlaşmasız tutumuna emanet etmek” diyelim.
Hayır... Tudor’u bu sebeple getirmedi sayın Dursun Özbek...
Getiremezdi zaten...
Çünkü Tudor’un yeteneği, Galatasaray’a geldikten sonra ünlü futbolcularla çalışırken ortaya çıktı!
Dursun Özbek geçen sezondaki Kasımpaşa maçından sonra Tudor’dan beklentisini “zaferlerin mimarı” yerine “temizlik sorumlusu” şekline çevirmişti; tamamlaması için fırsat veriyor.
O sırada saha düzelirse ne ala... Olmazsa Tudor gider, sorunları sadece futbolla sınırlı Galatasaray kalır ki, düzeltmesi kolaydır.

Az ya da çok; her kulüpte yaşanır bu bozuk hiyerarşi... Futbolcu iyi niyetle başlar, emeğini ve becerisini sakınmaz. Taraftar kucaklar... Forma ile adam sevgisi birbirine karışır. Yıllar geçtikçe o futbolcu dokunulmaz olur ve tadını çıkarmaya başlar... “Yeter artık” demedikçe, kelepçe/pranga haline gelir hocaya yönetime. Gönderilmesi ise başlı başına sorundur.
Evet... Her kulüpte yaşanır ama Galatasaray’da bir doz fazladır.
Çünkü Galatasaray’da çeyrek yüzyıla yakın süredir sinsi sinsi yerleşmiş, futbolcular üzerine çalışmış bir “dış müdahale” vardır.

Bu ülkenin geçtiği serüvene bakınca doğal olarak her kulübün bir “Fetö serüveni” mevcuttur. Kimine zindanla kelepçeyle kapıyı kırarak girmiştir Fetö, kimine tatlı dille, kimine tepeden inme...
Galatasaray’a ise futbolcular üzerinden.
Fetö güçlendikçe Galatasaray’daki kramponlu müritleri güçlenmiş, medyadaki cemaat yoldaşları eliyle kulübün bile önüne yerleştirilmiş, önce takım arkadaşlarına sonra yeni jenerasyonlara örnek olacak bir gelenek kalmıştır geriye.
Fetöcüleri bitirebilirsiniz ama içselleşmiş gelenekleri değiştirmek zordur.
Bakınız; Fetö üyesi eski futbolcuların Galatasaray üyeliğine “devam” kararı veren, Türkiye dehşete kapılınca zor güç düzeltilen genel kurul oylaması... Bakınız; Yabancı futbolcuların bile önlerine gelen Galatasaray’a özel bu davranış kalıbını çıkarlarına kullanıp hoca tayin etmeye cüret etmeleri.
Hâlâ haddinden fazla güçlü futbolcuların bir numaralı örneğidir Galatasaray.

Haberin Devamı

Kendine güç vehmedenlerin kafa gösterme girişimlerinin, kulüp ekonomik zorluklarla baş etmeye çalışırken sahanın kontrolünü kaybeden yönetimlere denk gelmesi rastlantı değil, eşyanın tabiatı gereğidir.
Sezar’ın hakkı Sezar’a... Galatasaray bu vahim sürecin en derin ve zehirli kısmını geride bırakmış, karşı kıyıya çıkmak üzeredir ki, çıkarsa bilerek veya bilmeyerek İgor Tudor sayesinde olacaktır.
O yüzden eleştirilerde biraz toleranslı olmak lazımdır sayın Başkan’a ve Tudor’a.