Espri, şaka, takılma iyidir de... Siz olanca ciddiyetinizle “işinizi yapar havalarındayken” birileri yaptıklarınızla maytap geçiyorsa yandınız demektir!
En ağır eleştiri yöntemidir...
Yapılan iş ne kadar ciddi ise o kadar ağır gelir üstelik.
İspatı siyasetçilerin “mizah hazımsızlığı” ile belgelidir.
Galatasaray’ın yaşadığı durum aynı.
Tenkit, suçlama falan geride kaldı, resmen makara başladı.
Mesela Fenerbahçe ikinci başkanı Abdullah Kiğılı...
Terim’e demiş ki, “iyi ki seni kovdular Fatih Hoca’m”!..
Neden?
“Elimizi kolumuzu sallayarak şampiyon olduk”.
Buyurun bakalım... Yerin dibine batsın o “her şakanın altında bir hakikat yatar” lafı...
Hem “sitcom yapıyor” Kiğılı, hem de sonuna kadar haklı.
Durduk yerde maraza çıkarıp garantili Hoca ile yolları ayırıyorsunuz... (Tazminatı hariç) Terim’den kat kat pahalıya gelen teknik direktör alıyorsunuz; şampiyonluğun kaçmasında en büyük pay onun.
Oturun makaleler döktürün; “Mancini büyük hata idi” diye, Kiğılı’nın tekil ama çok boyutlu cümlesini aşamazsınız.
İstatistikler, kıyaslamalar, analizler, sentezler eline su dökemez bir cümlenin:
“İyi ki kovdular seni Hocam”!
Adı, “Kara mizah” olmalı.
Muhatabı için “kara”, durum tespiti açısından “harika”.
Bitmedi...
Mizah sınırsız. Mizah acımasız. Mizah ıslık çalana koşan fettan bir kadın gibi...
Kiğılı’nın yanından zıplayıp Fikret Orman’ın komşu koltuğuna konuveriyor Vodafone Arena inşaatındaki.
Taşeronlara/işçilere sormuş Beşiktaş Başkanı:
“Galatasaray inşaatında hiç başkan gördünüz mü”?..
“İki-üç kere”yanıtı almış.
Ve patlatmış söz sanatlarından “kinaye” örneği kan donduran espriyi:
“Biz stadımızı alın terimizle, paramızla yapıyoruz”!
Yani?..
“Fatih Terim garantisini elinin tersiyle itip Mancini gibi top klas bir hocayı getiren ve sezonu “parasıyla mahcup olmak” şeklinde geçirdiği yetmemiş gibi hâlâ 20 milyon Euro’luk bir Mancini riskini sırtında taşıyan Galatasaray, bu hovardalıkları Devlet’in sırtına yüklediği stat sayesinde yapabildi...
Biz, alınterimizle paramızla yapıyoruz!..”
Başka anlam çıkar mı Orman’ın cümlesinden?
İşçilerle şakalaşıp onları hızlandırmaya mı çalışıyor, Devlet’e sitem mi ediyor, “gölge etmeyin başka ihsan istemez” mi demek istiyor, yoksa rakibine sallayıp “ikincilik savaşında” kimyasını mı bozmaya uğraşıyor, bilemem...
Ama gediğine oturmuş bir taştır ve yüzlerde acı gülümsemelere sebep olacak “şaka makyajlı” olsa da sonuna kadar haklıdır.
“Haksız rekabete” karşı, “haklı mizahın” mehtapsız gece kadar koyusundan...
Şimdi sıra, başka bir kronik Galatasaray rakibine Drogba’yı sormaktadır!..
“Ne oldu, Dubai’ye transfer mi oldu” falan gibi.
Ya da “Ortadoğu’da hastane kuruyor olmasın”...
Ne dersiniz... İyiliksever Drogba, “bensiz yaşamayı öğrenin” diye Galatasaray’ı gelecek sezona mı hazırlıyor yoksa ortadan kaybolarak?
Galatasaray “ciddi” sorular/sorgulamalar çıtasını aştı Mancini olayını şöyle ya da böyle bir sonuca bağlamayarak.
Lucescu bile İstanbul’a kadar geldi...
Takımdaki en kilit noktalara ilkokul müsameresi ciddiyetinde roller düşüyorsa, yönetim ciddiyetindeki insanlar çaresizlik paradileri oynuyorsa, alınmaca gücenmece yok birilerinin makaralarına.
Gerçekler acıdır, mizah gerçeğin üzerine kuruluyorsa daha acıdır.