Işıklar içinde uyusun, rahmetli Çetin Altan’ın “Türk’ün Türk’e propagandası” diye özetlediği “çağın gerçeklerinden kahramanlık edebiyatıyla yırtma” geleneksel sanatımıza, yeni bir alt başlık ekledi Galatasaray Başkanı sayın Dursun Özbek:
“Galatasaray’ın Galatasaraylıya propagandası”!..
Başkan’a bakarsanız, yakasına yapışan UEFA’ya Danıştay’da dava açsa kazanır Galatasaray!
***
Meğer UEFA Finansal Fair Play’i futbola kara para girmesin, şike yapılmasın, istenmeyen yönetim şekilleri olmasın diye icat etmiş... Bu ruha aykırı hiçbir tasarrufu olmamış Galatasaray’ın... Borcu bile yokmuş kadim kulübün.
Gideri gelirini kat kat aşmışsa Finansal Fair Play’e neymiş!..
Belki ucundan azıcık değmiş ama o suçun kapsama alanına girmezmiş!
Olsa olsa ufak bir para cezası hak edilmiş... O kadar.
Galatasaray dimdik ayaktaymış. Galatasaraylılar enseyi karartmamalıymış.
Mealen bunları söyledi sayın Özbek başkanlarla yaptığı toplantıdan sonra.
“Çok yararlı bir toplantı oldu” dedi ya... Başkan’a yaramış belli ki!
***
Elbette suçlamıyorum sayın Dursun Özbek’i... Birincisi... Taraftarını beton gibi tutmaya çalışmak kulüp yöneticilerinin ilk ve en önemli vazifesidir.
Hele kriz zamanlarında...
Ama bunu yaparken somut gerçekler sıfır düzeyine indirilmemelidir.
Gerçekler çok acıysa, mecburen umut ve vaat aşamasına gelinir, yine de asla gerçekle oynamamak, onu yok saymamak gerekir.
Çünkü Galatasaray’ın Galatasaraylıya propagandası ile Finansal Fair Play kapsama alanından bile çekip çıkardığınız kulüp, yarın bir ceza aldığında o sırada en çok ihtiyacı olan “yönetim” bir daha asla katılamayacağı şekilde “oyun dışı” kalır.
2-0 yenildiğin maçtan sonra “biz galibiz” gibi bir iddianın kime ne faydası olabilir?
***
İkincisi ise sayın Dursun Özbek’in şahsıyla ilgilidir... Kendisi ile tanışmadık ama şu krizi yönetme şeklinden iyi bir insan olduğunu anlamamak mümkün değil.
Belli ki, nahif biri... “Uydurmak istese” beceremiyor... Hatası bile asil.
Karşısında Galatasaray tarihinin en büyük krizlerinden biri var... Üstelik kendi yaratmadığı bir kriz. Ve üstelik bir tek Galatasaraylı kriz bağlamında kendisini suçlamıyor şu anda.
Durumun tüm vahametini açıkla, at geçmiş yönetimlerin üzerine kurtul değil mi?
Yapmıyor.
Finansal Fair Play’in kapsama alanını eğip bükerek, çok kısa süre sonra “yalancı çıkmak” pahasına eski yönetimleri afişe etmeden taraftarı dik tutmaya çalışıyor.
Bu kadarını Süpermen bile başaramaz tabi... Olsun... İnatla kendi karizmasını riske atıyor, seleflerini taraftarın önüne atmamak için. Onlara umut verebilmek için.
Kim bilir... Belki de bu vefa ve insani içerikli nahif “uydurmaları” yerle bir edecek cezalar kapıya yığıldığında bile taraftar affedecek, bağrına basacaktır başkanı ve Dursun Özbek modelinde taraftar-yönetim kucaklaşması öyle başlayacaktır.
O gün Galatasaray’ın Samsun’a çıkış günü olacaktır!