Valla helal olsun futbola!..
Emniyet fetöcüden geçilmez hale gelirken...
İstihbarat “hoca efendi”ye çalışırken...
Binlerce savcı, binlerce hakim Fethullah örgütüne biat edip vatansever insanları hapishanelere tıkarken...
Silahlı kuvvetlerde 16 yaşındaki öğrenciden orgenerale kadar pek çok asker ilkokul mezunu vaizin emrine girerken...
Bürokrasi Pensilvanya’ya zimmetlenip, eğitim göz göre göre ele geçirilmişken...
Kar ve büyümeyi örgütte gören işadamları bir yana, aynı fikirde olmayan işadamları bile işlerini yürütmek için hiç bir himmetten kaçınmazken...
Futbol, bir tane bile Fethullahçı sokmamış bünyesine!
Müthiş değil mi?
Bir tane futbolcu takiye üstatlarının tatlı diline güler yüzüne kanıp, mürit olarak kamuoyunu, çevresini, gençleri zehirlememiş!
Teknik direktörler işsiz kalmış; torpil için boyun eğmemiş vatan hainlerine!
Futbolda kalem ve program sahibi hiçbir insan, bırakın örgüt elemanlığını; hainlerin değirmenine su taşımaktan bile özenle kaçınmış.
Dersem...
Katıla katıla gülersiniz herhalde.
Bu ülkedeki her türlü insan ve para kaynağını sömürüp ülkeyi bile yutmaya kalkacak kadar büyürken F Tipi örgütlenmenin futbol gibi bir gücü es geçmesi mümkün mü?
Açık konuşmakta fayda var...
Adalet, Emniyet, Askeriye ne kadar zehirlenmişse futbol da o kadar.
Lakin, futbolun yaptırımı/yetkisi olmadığından asıl niyeti devleti ele geçirmek olan Fethullah örgütünün piar çalışması olarak görülebilir futbola sızması.
Ama hedef hedeftir... Mutlaka ele geçirilmelidir demişlerdir.
Sonuçlardan gidip nedenler hakkında fikir edinmek istersek, bu yüzden futbolda en büyük engel olarak Fenerbahçe’yi görmüşler, Beşiktaş’ı kenar süsü olarak kumpasa getirmişler, diğerlerine ilişmemişler...
Neden?..
İki sebebi olmalı.
Ya en güçlü olanı dize getirip diğerlerinin hizaya girmesini sağlamak...
Ya da diğerlerindeki örgütlenmede bir dirençle karşılaşmamış olmak...
Bilemem kimlerin gönüllü olarak kapılarını açtığını.
Ama Fenerbahçe’nin inadına Atatürk müzesi kurduğunu, o dönemde tankın önüne yatan vatandaşlar kadar kahramanca direndiğini biliyorum.
Herkes biliyor...
Kimse “şikeyi örtbas etmek içindi o direnç” diyemez artık.
Belli oldu ki, bu Fethullahçı hainlerin memleketin bir tek sorununu çözmek niyetleri, hak hukuk adalet ahlak gibi dertleri yoktur ve her hamleleri biraz daha semirmek, devleti ele geçirmek için yürüdükleri yoldur.
Hukukta, askeriyede, eğitimde, siyasette cumhuriyet tarihinin en büyük şikesini yapanların Fenerbahçe’ye kurdukları kumpas nasıl olur da ülke futbolunu temizlemek niyeti taşıyabilir?
Şimdi anlaşılıyor ki, Fenerbahçe’nin hukukta ve sokaktaki direnişi İstiklal Savaşı’nda Anadolu’ya silah sevkiyatı kadar önemliymiş.
Gelelim bugüne...
Büyük bir fırsat santradadır.
Futbol kendi içindeki kısır kavgaları ertelemek ve büyük fotoğraftaki tehlikeye karşı el ele vermek zorundadır.
Geçmişte birlbirlerine en ağır suçlamaları yöneltmiş temelden farklı siyasi partiler büyük tehlike karşısında TBMM çatısı altında omuzdaş olurken futbolumuzdan bu kadarını beklemek çok mudur?
Vatan tehlikedeyse teferrüatları bırakıp kulüpler ölçeğinde değil ortak bir duruş ve gövde gösterisi fırsatını kaçırmamalı futbolumuz.
Futbol barışını falan geçtik, aksi halde futbolumuzun içindeki Fethullahçı yapılanmanın tahminlerden güçlü olduğu vehmine kapılacağız.