Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Elimizde yüklü bir fatura var... Yemesi kolay, ödemesi zor bir fatura. Fenerbahçe’deki sezonluk zarar, ziyan ve hasar!..
Valla bugüne kadar üzerine yazmadığımız adres kalmadı. Üstelik hepsinde haklıydık ama hiçbir işe yaramadı, kimse elini cebine atmadı!
Teknik direktör dedik, olmadı...
Futbolculara yolladık eksik kaldı.
En iyisi, hepsini “sipariş veren” yönetime postalamak, kurtulmaktı... Düz mantık bunu emrediyordu elbet. Bıçak sırtında dolaşan Aziz Yıldırım tarzı ise her türlü faturaya açıktı. Hatta başkalarının faturasına bile!
Evet... Öylesine atarlı-giderli bir tarzdı, öylesine gömlek düğmelerini yırtarak göğsünü siper eden, öylesine pervasız bir duruştu ki bu; yarattığı şokla bazen takımı ipten aldığı gibi, şok atlatılınca ipin kendi boynuna dolanması kaçınılmazdı.

Haberin Devamı

Oysa futbolun unsurları futbolcu, hoca, yönetim değil ki sadece.
Mesela taraftar... Onlar 12. Adam değil miydi? Fenerbahçe’nin gerçek sahibi demiyor muyuz işimize geldiğinde. Onlar değil mi dilediklerinde futbolcuyu da hocayı da başkanı da gönderme yetisine sahip olan?..
Onları niye katmıyoruz hesaba?
Gözü kör olsun popülizmin.
Bu kadar büyük bir gücün, gücünü kullanmakta cimri davranıp tribünlerden çekilmesi “Fenerbahçe çöküşünü” veya “Fenerbahçe’yi çöküşe götüren davranışlar bütününü” hiç mi etkilemez?
Fener’i söndürmediyse de kıstı 12. Adam.
Diyeceksiniz ki, “futbol, hedef, başarı var da taraftar mı gelmedi”!
Doğrudur... Ama “yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan” sorusu gibi tam tersi de doğrudur.

Bir düşünmek lazım; Kadıköy’deki maçlarını 40-50 bin kişiye oynayan bir Fenerbahçe’de futbolcular kendilerini işlerine daha iyi vermez miydi?.. Şampiyonluk yarışındaki takımları yenip lig sonuncularına yenilen Fenerbahçe profili daha farklı olmaz mıydı. Tribünleri gören teknik direktör kendi takımını eleştireceğine “yokları” var etmeye çalışmaz mıydı. Başkan’ın futboldaki her unsura karşı savaş açmasına gerek kalmaz, açarsa da kazanması kolaylaşmaz mıydı?
Nedir Fenerbahçe’deki anlaşılmaz çöküşün muhtemel sebeplerinden biri?
Her çöküşte olduğu gibi “psikolojik unsur” değil mi?
Aynı mı kalırdı tribün dolu olsa?

Haberin Devamı

Bunları taraftarı da fatura adresine eklemek için yazmıyorum; durum tespiti yapıyorum.
Çünkü, parasını ödediği kombine karta rağmen tribüne gelmek istemeyenden çok Fenerbahçeli’nin cop ve biber gazı yemek üzere Adliye Sarayı’na, mahpushane önlerine gittiğini biliyorum vakti zamanında. Tribünün rahatlığı yerine sokakları arşınladığını hatırlıyorum. Sadece kadın ve çocukların tribünlere sığmadığını unutmadı kimse.
İşte olayın püf noktası burada...

Kumpasta taraftarlıkta “zirve” yaptı Fenerbahçeli... Aynen Everest’e tırmanmış adama Uludağ teklif etmek gibi gündelik hadiseleri önüne sürmek.
Aynı zamanda öyle bir travma yaşadı ve dimdik ayakta kaldı ki, “Vietnam Sendromu” halt etsin.
Şimdi ağır badireler atlatmış aynı taraftarı transferle, hocayla, galibiyetle motive etmek çok zor. Şampiyonluk belki... Ama şampiyonluk için önce onların tribünde olması gerekir ki, düğüm burada.
Önce taraftar yoruldu, sonra takım ve yönetim.
Suçlayabilir misiniz?
O yüzden, Fenerbahçe’de birilerine fatura çıkarırken “taraftarsızlığın” etkisini de hesaba katmak ve biraz iskonto yapmak gerek.