Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçin Erol Bulut’u… O yarın başka bir takıma gider, belki Fenerbahçe’den kazandığını ikiye katlar. Teknik direktörlük mesleğinde “başaranın” krallık tacı hazırdır ama “tökezleyenin” saklanacak çok karanlık bölgesi var. Biz görmedik mi kerameti kendisinden menkul nice anlaşılamayan meslektaşını?
Emre Belözoğlu’nu unutun… Onun önünde en az kırk yıllık bir kariyer uzanıyor. Isınma hareketlerini şu anda Fenerbahçe’de yapıyor ve futbol muhasebesinde “başarı” lafının yanından bile geçemiyor. Tarihin en disiplinli, en sıkı çalışan futbolcularından olduğu iddia edilse de iş sportif direktörlüğe gelince ya tembel ya yetersiz yeni mesleğinde. Belki de bulunduğu pozisyonu sökemedi; kim bilir!
Lakin yıllar içinde önüne serilen şeylerin eksilmeyip artacağı kesindir.
An itibarıyla kazanan onlar, kaybeden Fenerbahçe…
Kaderlerini üst üste koymuşlar. Birbirlerine inanmışlar, birbirlerini seçmişler, kimse kimseye “sen kötüsün” diyemiyor.
Diyenin kendisini de bağlar çünkü.
Aslında onlar suyun başı değil. Suyun aktığı kanallar. O kanalların altın kaplı olduğunu bilmeyen mi var?
Gelelim futbolculara…
Resmen kaymak tabaka.
Ben iki gün saçma sapan yazı yazsam beni 40 yıldır çalıştığım gazeteden kovarlar; anlamıyorum onların nakit karşılığı zevzekliğini.
Kime ne Sosa’nın gece hayatından? Gustavo’nun durgunluğu onun ve ailesinin sorunu. Tandem ne ayak yahu?.. Kutsal kitabın birbirine yakıştırdığı seçilmişler mi? Kiminin sağ ayağı, kiminin sol ayağı veya saç modeli… Kavlimiz böyle miydi bizim? Hangi adam sahanın neresinde duruyorsa vermeyecek miydi kanını terini.
Helal ettirmeyecek miydi hesabına yatanı?
Sanki manevi evladımız oldular. Uğraştığımız, kaytarmaları, yaramazlıkları, olmayan motivasyonları. Bir de okkalı cep harçlıkları!
Fenerbahçe’den kazanan çok, kaybeden bir kişi… Lakin eleştiri bordroya göre yapılmıyor bu alemde. Sonu Fenerbahçe başkanı Ali Koç’a kadar uzanacaktır ki, eli kulağındadır bilesiniz.
Bir Kadıköy hezimeti daha yeter da artar.
Fırtına kopar… Hem de en amiyane tarafından. Güçlü, varlıklı, Fenerbahçe’ye sevdalı bir figürü ezmeye çalışmak, hepimizin şehvet duyarak yapacağı bir eylem olacaktır. En başta sayın Ali Koç unutmasın bunu.
Alanla verene benzer muamele adaletli midir bilemem.
Ama vahimdir.
Çünkü Ali Koç’a bizim soracaklarımızdan daha önemlisi onun kendisine soracağı sorudur.
Basit bir soru:
“Ne istediniz de yapmadım”?
Ve doğal sonucu; durum tespiti:
“Niye paramla rezil olayım”?
Evet… Bir tek başkan var Fenerbahçe endüstrisinden nakit nemalanmayan. Manevi deseniz, o da yok. Kaç tane “elli milyon dolar” verdiğini, kaç tanesini kasanın arka kapısından soktuğunu hatırlamıyoruz artık.
Hata yapmadı mı Ali Bey?
Yaptı.
Peki Ali Koç’un tamamen hata olan ilk iki sezonundan bugüne uzanan ne kaldı?
Hiçbir şey. Sadece telafi değil, kazıdı ortadan kaldırdı eski hataları.
Şu pandemi ortamında Fenerbahçe’yi ayakta tutmak için ne banka bıraktı, ne kanka! Transfer gani, hoca yeni, sportif direktör kulübün kılcal damarlarını bilen biri.
En son hakemlere bile çattı “saçmalamayı” göze alarak! Daha ne yapsın?
Sonuç?
Muhtemel bir Kadıköy hezimetinde “kırk katır mı ister kırk satır mı”.
Ben de diyorum ki; ya Ali Koç “oynamıyorum artık” derse?
Ne olur biliyor musunuz o zaman?
Hep sorunlu, hep muhtaç durumda yaşayan ve güçlü, nüfuzlu, zengin başkanlara ihtiyaç duyan futbolumuz son fişeği de boşa atmış olur. Dikkat edin; güçlü, nüfuzlu ve zengin…
Yani riske atacak çok şeyi olan insanlardan bahsediyoruz. Zaten bunlar şart değilse hepimiz başkan adayı oluruz dev kulüplere.
Bakın, benim neslim Fenerbahçe’nin başkan bulamadığı devirleri de bilir, emekli memur, eski bürokrat, kiralık evde oturan kulüp başkanlarını da hatırlar.
Misyon, vizyon, gereksinim o kadardı o zamanlar… “Acil ihtiyaçlara” kabarık cüzdan eklenmemişti.
Lakin borçları milyarlar, harcamaları eski parayla trilyonlarla telaffuz edilen, muhtemel projeleri Bill Gates’in bütçesini zorlayacak kulüplerin bir saçma hoca, bir acemi sportif direktör, birkaç sorumsuz futbolcu yüzünden hayatta yakaladığı büyük şansları heba etmesinde bir adaletsizlik var gibi geliyor bana.
Gelecek mağlubiyette sıra Ali Koç’a geldiğinde iki kere düşünmesini tavsiye ederim Fenerbahçe Stadı’nın mimarı Aziz Yıldırım’ı bile harcamış Fenerbahçe camiasına.