Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Birileri Fenerbahçe’ye “henüz ligin bitmediğini” söylesin lütfen!.. Yarışın son metrelerini emekleyerek de olsa tamamlayan maratoncuları, tur bindirmiş rakipleri havuzdan çıkıp kurulanmaya başlarken inatla kulaç atmaya devam eden ve ayakta alkışlanan yüzücüleri, iş veya yarış edebini, sorumluluklarını hatırlatsın. Kupaya odaklanıp ligi bitti sayabilir mi Fenerbahçe gibi bir büyük gelenek?
Daha “çeyrek asır bekledikleri Kadıköy galibiyeti” için gün sayan ve iki gün sonraki karşılaşmaya “sezonu kurtaracak” gözüyle bakan Trabzonspor ile çok ciddi bir maçı var Fenerbahçe’nin.
Ezeli rakip Galatasaray ile her zaman her zeminde yılın en büyük derbisi sıralamasının başına yazılan bir mücadele var ki, rakibiniz maça çıkmadan önce şampiyonluğunu ilan etmiş olsa bile “olası bir mağlubiyet” en tepeden en aşağı “soru işaretli” herkesin “üzeri çizilmesi” ile sonuçlanacak kadar önemli. “Can” değilse bile “canan” meselesi!
Peki ne durumda Fenerbahçe?
Paramparça!
Başkanı, Galatasaray’a kaptırılmış şampiyonluktaki ikinciliği “hiçbir şey” sayan Fenerbahçe tribün fanatiği gibi adeta defteri çevirip temiz bir sayfaya geçmiş, kaleciden başlayarak yeni bir takım kurmanın hesaplarını yapmakta.
Yeni bir hoca “sürpriz”, birkaç yıldız “plase”, takımın tümden değişimi “senelerdir aynı şeyleri yapıp aynı sonuçlar alınan” rutin hadise.
Bu sezonu soranlara da “hakemler” ile yanıt veriyor Fenerbahçe başkanı. Belgesel değil uzun metrajlı film gerekir oysa şahane başlayan sezondaki kırılma süreçlerini anlatmaya.
Oscar bile alır “özel efekt” dalında.
Ey “özeleştiri”!.. Giy artık şu sarı-laciverti. Bir uğra Kadıköy’e Allah aşkına.
Bitmedi.
Teknik direktörü Portekizli ya… Brezilya veya Portekiz’e transfer hayallerinin mahmurluğunu atlatamamış, zaten yabancısı olduğu Fenerbahçe’nin şampiyonluk hasretini ve tutkusunu Türkiye Kupası ile geçiştirebilirse “kendini başarılı sayacak” modda.
Saymadım, geçmişte kaç teknik direktör olmuştur Fenerbahçe’yi şampiyon yapmasına rağmen “yetersiz” bulunup veda edilen. Çoğu yerli hocaydı galiba! Futbolcuların tümü hala aynı çatı altındaysa ya alacakları vardır kulüpten ya menajerlerinin gidecekleri kulüple yaptığı pazarlıkları izlemektedirler… Belki de ‘kimse istemezse bir sezon daha Fenerbahçe’nin parasını yerim’ diye düşünmekteler. Bir tanesinin bile Fenerbahçe ile manevi bağının olduğuna inanmak mümkün değildir. Olsaydı, sahada emek ve verim olarak görürdük en azından.
Bir de “en büyük parça” taraftar var tabi…
4+5 sezonluk hayal kırıklığı sonunda, üzerine giydirilen öğrenilmiş başarısızlık formasından başka şeyi kalmamış halde, artık sebep/suçlu arayacak takati bile bulamıyor kendinde. Çıldırmak ile vazgeçmek arasında bir yerde.
Acilen kendine gelmeli Fenerbahçe.
Rakibinin konumundan bağımsız, önce kadim rakibi Trabzonspor’a olası bir “Kadıköy tesellisinin” kapısını kapatmalı, sonra derbiye kadar muhtemelen “pişmiş olacak” Galatasaray şampiyonluğuna hiç olmazsa “bir bardak soğuk su” katacak skorla bitirmelidir sezonu ki, yeni sezondan bahsetmeye hakkı ve yüzü olsun futbol takımı ile onu yönetenlerin.
Henüz lig bitmedi Fenerbahçe…
Ve TFF’nin kasasında bir Türkiye Kupası var.
İşin eğlenceli tarafı “sürpriz, plase, rutin” hepsi sonra.