Dün Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramıydı... Büyümüş olsak da mutluluk hakkımızdı. Eksik olmasınlar iki büyük takımımız ellerinden geleni yaptı yüzümüzü güldürmek için...
Galatasaray’ın ağlanacak haline, Fenerbahçe’nin tuhaf taktiğine gel de gülme!
Maçın ilk yarısı bir tweete sığar, hal hatır sormalara bile yer bolca kalır 140 karakterde...
“Dev derbi” dedikleri o kadar kısırdı yani!
Özeti tempo yapmak, oynamak isteyen bir Galatasaray; izin vermeyen Fenerbahçe.
Evet... Fenerbahçe bu sezon hiç yüzü gülmese de “komedyen taktiğini” benimsemişti Advocaat ile!..
Olayı başkası yaratacak, o espriyi patlatacak.
Yani topu rakibe bırak, uğraşsın, kazandığın anda hızla golü bul.
Nasıl mı? Lens var ya!.. Bu kadar öz ve kısa.
Doksan dakika hiç komik değildi Fenerbahçe...
Bekleyen, fırsat değerlendiren taktiğini abartmış, resmen oyunu kilitlemişti. Aatıf bile solda beşinci savunmacı olmuş Sabri’yi durdurmaya çalışıyordu. Lens, Van Persie resmen atıl durumdaydı, çıkıp tribünde otursalar kimse fark etmezdi.
Aslında savunma eylemi de futbolun içindeydi ve Sneijder’in, Bruma’nın yolunu kapatan, serbest dolaşan Podolski’ye topa vurma fırsatı bırakmayan Fenerbahçe, savunma göbeği ile gerçekten sanat yapıyordu.
Bu tarz bir futbol Fenerbahçe’ye ne kadar yakışırdı o ayrı mesele.
Ama kendi saha ve seyircisi önünde tüm kredileri tükenip galibiyete mahkum Galatasaray’ı durdurduğu kesin.
Fenerbahçe’nin “ne oynarım ne oynatırım” taktiği ile geçen ilk 45’de bir tane pozisyonu hatta şutu olmadı rakip kalede. Galatasaray gayret etse de ancak Fenerbahçe savunmasının hatasıyla bir pozisyon yakalayabildi. Bir de Selçuk’un yarım pozisyonu var o kadar.
Ama nereye kadar?.. Her şey istediği gibi gitmiyordu Fenerbahçe’nin. İkinci yarı başladığında artık Galatasaray baskısından ezilen ve savunma kalitesini sürdüremeyen bir Fenerbahçe vardı.
Kim bilir, Galatasaray’ın yarısı Igor Tudor küskünü olmasa, birlikte oynama alışkanlıklarını kaybetmeseler, takımdan çok kendilerini düşünmeseler, o sırada işi bitirebilirdi ev sahibi.
İlginçtir Aatıf’ı günah keçisi yaptı Advocaat ve yerine Volkan’ı soktu. Aatıf Galatasaray’ın baskısından çıkamıyordu, yeteneksizliğinden değil. Şayet taktik savunma ise Aatıf daha iyi idi.
Igor Tudor’un Bruma- Rodrigues değişikliğini ise tribünler beğenmedi ama rakip defans kalabalığında çalım yapmaya çalışan Bruma’dan daha yararlıydı o da.
Her iki hoca da son kozlarını 80. dakikada kullandı ve ikisi de ofans bağlamında!.. Yasin’in yerine Eren, Van Persie’nin yerine Sow.
Etkiledi mi skoru?
Gerek yoktu.
Arena’da maçın başından sonuna kadar beklenen; Galatasaray’ın galibiyet golünü ne zaman ve nasıl atacağıydı ama Fenerbahçe’nin yeteneğini unutmuşlardı.
İlk isabetli şutunu 86. dakikada atabilen futbol komedyeni Fenerbahçe espriye hazırlanıyordu!
Uzatmalara geçildiğinde patlattı espriyi; 0-1.
Fenerbahçelileri güldürdü, Galatasaraylıların yüzüne ise acı bir tebessüm kondurdu Sarı-Lacivertli takım. Şakayı uzatmalara bırakıp Tudor ve Yönetimi de bayram günü protestodan kurtardı açıkçası.
Ama ne olursa olsun Fenerbahçe bu galibiyetle nefes alırken Galatasaray’ın nefesini kesti. Gerisi Galatasaray yönetimi, hocası futbolcularının işi ki, düştükleri kuyudan çıkmak için son ipleri de koptu.