Güneydoğu’da terörün en zehirli günlerinde Diyarbakırlı kızlara voleybol öğretmek gibi “ütopik” bir misyon üstlenen antrenör ve akademisyen Zafer İpekçi’ye Dünya’nın en saçma sorusunu sormuştum:
“Niye bu kadar tutkulusun voleybola”?..
Soru saçmaydı ama ortam daha da saçma olduğu için kendi içinde tutarlı sayılabilirdi...
O yıllarda, o coğrafyada “etnik örgütten” kaçsan “dinci örgüte” yakalanıyordun. Sporcu kızlar şort giyemiyor, gizli gizli antrenman yapıyordu. Harcanan eforun hiçbir karşılığı olmadığı gibi ekstradan risk anlamına geliyordu.
Hem de yaşamsal risk.
Şahane bir yanıt aldım Zafer Hoca’dan:
“Arada ağ olan barışçıl bir spordur voleybol”!..
Yirmi yıl önceden bugünlere hazırlanıyor ve sporcularını da hazırlıyordu mangal yürekli Hoca.
***
Yıllar geçti, “derin uykudaki” voleybol silkindi ve uluslararası gurur kalemlerimizden biri haline geldi.
Ama ne “Mehmetçiklerin” emekleriyle!..
Ne hayal kırıklıkları, vefazıslık ve mücadeleyle.
Voleybol’un yakın geçmişi, herhangi bir spor dalında yönetici olmaya hevesli insanlara ibretlik dersler verecektir mutlaka.
***
Fenerbahçe özelinden anlatayım, daha kolay anlaşılsın:
Bu memlekette voleybolun üzerindeki ölü toprağını silkeleyen adam, eski Federasyon Başkanı Erol Ünal Karabıyık’tır.
Aynı dönemde Fenerbahçe’de yücelten ise Mehmet Ali Aydınlar...
Bugünlere harç koyan insanlardan Başkan Karabıyık’ın en büyük muhalifi kimdi biliyor musunuz?..
Fenerbahçe ve Mehmet Ali Aydınlar.
Şimdi Fenerbahçe voleybolu ile iftihar eden Aziz Yıldırım ise önce Karabıyık sonra Aydınlar’a karşı oldu.
Erol Ünal Karabıyık “ödülünü” federasyon başkanlığından uzaklaştırılarak aldı!
Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe’den uzaklaştırılarak.
Aziz Yıldırım’ın çektiği eziyetlerin ne kadarı voleybol içindir bilemem.
Ama muhteşem voleybol resminin altında büyük dramlar olduğunu çok iyi bilmiyorum.
İşte spor böyle devinimli, böyle rekabetçi, böyle sağısolu belli olmayan ve hayli vefasız bir uğraştır “yönetici” için.
Ancak “aşk” ile katlanılır.
Bu yazıda adı geçenler, gerçek aşıktır.
Hepsine saygı duruşu!
Şahlanan voleybolumuzu alkışlarken tüm emeği geçenlere selam olsun.
Aysal’a geçmiş olsun
Şu anda Galatasaray’ı eleştirmenin,
eli kolu bağlı adama yumruk
atmaktan farkı yok.
Veya evine giden adamın otomobilinin camını yumruklamaktan!..
Evet... Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın aracına saldıran yaratıklara gönderme yapıyorum; çok da anlarlar ya...
Bu tip adamlar hayatımızı zindan edenlerdir bilesiniz.
Onların yüzünden hak edeni bile ağız tadıyla eleştiremezsiniz.
Durumdan vazife çıkarırlar, ilkel beyinlerindeki eleştiri karşılığına denk düşen saldırı ile ortamı hayallerindeki ormana çevirirler anında.
Sizi azmettirici durumuna düşürürler.
Nasıl engel olabiliriz.
Akla ilk gelen ceza...
Heyhat... Öyle bir yaptırımın farkında olan beyin saldırı emri verir mi yaratığa.
Geriye bir tek şey kalıyor:
Eğitmek.
Çok zor, çok meşakkatli bir yol. Bugün yatırıma başlasanız meyvesi on yıl sonra.
Ama mecburuz.
Sayın Ünal Aysal’a geçmiş olsun dileklerimi sunarken saldırganlara bir hekim gözüyle bakmasını ve onları hasta kabul etmesini umarım.
Mantık!
Milli Takım sorumlusu Fatih Terim, “Takımdan genç yaşlı ayrımı yok. Önemli olan performans” dedi.
“Ne var bunda, son derece mantıklı ve sıradan bir açıklama” demeyin sakın.
Önceki Milli Takım “devrinde” Fatih Terim’in dediğini yazıp hatırlatmaktan parmaklarımız dolama olmuştu.
“Yeni ile iyi kesinlikle özdeştir” önyargısı ile uğraşmak kolay değildi.
Oysa “yeni”, “iyi”nin alt başlıklarından sadece bir tanesiydi.
Nüfus kağıdın eski ise gel de anlat ne demek istediğini!
Minicik bir cümle “doğru ve mantıklı” olanı savunduğumuzun belgesi olarak benim için çok kıymetli.
Milli Takım için daha da çok.
‘Bize yakışmaz’
Nihayet bir şövalyelik gördük şu futbolda!..
Nihayet sinekten yağ çıkarmak istemeyen, sudan bahaneler arkasına gizlenmeyen bir yönetici duyduk.
Ve çok yakıştı Beşiktaş’a.
Okudunuz;
Karabükspor’a kiralanan Eneramo için, neden “Beşiktaş’a karşı oynayamaz” maddesi konmadığı tartışılırken, Asbaşkan Deniz Atalay, “Biz kiralayacağımız oyuncuyu bize karşı iyi oynayacak diye başka kulüplere vermeyecek miyiz? Böyle bir anlayış bana göre doğru değil. Futbolun doğasına aykırı” dedi.
Ne zaman söylüyor bunu Atalay?
Kardemir Karabükspor maçında son dakika golüyle Şampiyonlar Ligi’ne gitme özlemine önemli bir darbe aldığında.
Golü de Eneramo attığında...
“Bize yakışmaz”!..
Çok teşekkürler Beşiktaş’a, Deniz Atalay’a...
Yakışanı yaptılar. Örnek olsunlar.