Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mütevazı futbol mahallemizde büyük maliyetle projelenen, sezon başı temeli atılan, milyonların gururla izlediği “Fenerbahçe Gökdeleni”, işinin ehli “mühendisleri”, maharetli “ustaları” ile müthiş bir tempoya ulaştı, neredeyse “haftada iki kat çıkarak” kendi rekorunu kırdı.
Evet… Ligde 9’da dokuz, Avrupa dahil 17’de on yedi galibiyet, Fenerbahçe’nin en iyi başlangıç rekoru ama ömrü birkaç günlük büyük olasılıkla. İlaveten puan cetvelinde zirve ve yarışta psikolojik üstünlük cepte.
Beklenenin aksine maça baskıyla başlamadı Fenerbahçe… Ancak bunun erken gol için bir plan olması kuvvetle muhtemel. Çünkü yumuşak Fenerbahçe’yi gören Hatayspor hücum paslarına başladığında, henüz 7. dakikada kaptığı topu Szymanski ile ilk gole çevirdi Fenerbahçe.
Oysa, Hatayspor’un bu kadar güç ve beceri farkı olan Fenerbahçe’ye karşı Kadıköy’de puan almak için maçı gol yemeden sürdürüp rakibi strese sokmaktan başka çaresi yoktu. Ama iş işten geçmiş oldu daha en baştan.
Ardından, sağlam durmaya çalışan Hatay savunmasının arkasına kanatlardan inerek veya rakip çıkarken baskıyla kazandığı topları kontrataklara çevirerek ilk yarıda bir tek pozisyon bile vermediği Hatayspor’u adeta sürklase etti Fenerbahçe.Kanatlar oyunu güçlendirmedi, gol de attı… Osayi’nin 15. dakikadaki golünden sonra 25’te Dzeko’nun ceza sahasında indirilmesi üzerine verilen penaltının VAR’dan ofsayt gerekçesiyle dönmesi vardı ki doğruydu karar.
İptal edilen penaltıdan sonra fauller geçici sakatlıklarla Fenerbahçe’nin oyunu soğudu ve Hatayspor gecikmiş bir önde baskıya başlayınca ikinci kez tuzağa çekilmiş oldu. Savunmayı boşlayan rakibi 38’de Dzeko cezalandırdı ve skor devre bitmeden 3-0 oldu.
Süper Lig’in Fenerbahçe ve Galatasaray ile birlikte hiç yenilmeyen üç takımından biri olan Hatayspor’un Kadıköy’deki durumunu anlamak için kalecisi Erce’ye bakmak yeter.
Konuk takımın sahada en çok yorulan futbolcusu Erce “yarısı dolu bardak” gibi oldu Kadıköy’de! Nasıl baktığınıza bağlı yani. Biri Fred’in pas arası yapıp Dzeko’yu pozisyona soktuğu kendi başlangıç hatasından olmak üzere 4 gol yedi ama yediğinden fazla kurtardı.
Çünkü Fenerbahçe diri ve üstündü. İştahlıydı. Fred, Szymanski, Dzeko, Osayi, daha iyi günlerini de gördüğümüz İrfan Can dışında bütün takım “durdurulamaz” kategorisinin eşiğindeydi artık. Tempo, topu hızlı geri kazanma, kanat, merkez, hepsi tamamdı.
İkinci yarıya üç değişiklikle başladı Volkan Demirel ve daha kalabalık yüklenmeye başlayan Hatayspor ilk pozisyonunu buldu. Fenerbahçe kısa bir süre top çıkarmakta zorlanırken Hatayspor’un kazandığı serbest vuruş ve kurtarmak isteyen Livakovic’in geçici sakatlandığı Ghoulam’ın sıra dışı golü geldi. Livakovic zaten sadece ikinci yarı oynadı. İlk yarı belki de soyunma odasındaydı!
Hatayspor’un golüyle Demirel’in takımı Fenerbahçe’nin galibiyet serisini bozamasa da 4 maçlık gol yememe serisini durdurmuş oldu. Hem de iki golle… İkincisi uzatmalarda Aabid ile olacaktı.Maçın son yarım saatine girildiğinde hakem Fenerbahçe lehine tartışılabilir bir faul verdi. Tam formunu bulamamış İrfan Can nefis bir frikikle skoru 4-1 yaparken tüm eksiklerini kapattı.
Golden daha önemlisi müthiş bir dayanışma olmasıydı Fenerbahçe’de… Resmen serbest vuruşu ona bırakarak İrfan Can’ı kazanmak, moralini düzeltmek istedi arkadaşları.
Dördüncü golden sonra İsmail Kartal da son dakikaları milli maçlarda güzel oynayan Samet’i onurlandırmaya, sakatlıkları geçenlere ve kenarda bekleyenlere dakika ile moral vermeye ayırdı. Fenerbahçe maçı bitirince Aabid’in golü 90+4’te geldi ama skor yine netti.
Mütevazı futbol mahallemizde ezeli rakibiyle birlikte giriştikleri “ikiz kuleler” için amansız yarıştaki Fenerbahçe, an itibarıyla bir kat önde.