Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin Danimarkalı stoperi Zanka, lige zar zor yetişip doğru dürüst antrenman bile yapamadan çıktığı Gazişehir maçından sonra “hedef 29. Şampiyonluk” deyince, futbol dünyamızda “alarm zilleri” çalmaya başladı...
Zaten birkaç yılda bir çalar; tatbikat yapar gibi.
Zanka’nın 1959 öncesi 9 şampiyonluğu da hesaba katan konuşması, ya Kuzey Avrupalı disiplinin doruk noktasıydı... Ki, Zanka’nın yaşındaki pek çok Türk vatandaşı Fenerbahçe’yi sadece Lig kurulduktan sonra kazandığı 19 şampiyonluk sahibi sanırken, adam Cumhuriyetimizin kuruluşundan öncesine kadar tüm mahalli ligleri incelemiş, ölçmüş biçmiş, bu sezonu zirvede bitirince 29. Şampiyonluğu kazanacaklarını ilan etmişti...
Ya Allah söyletmişti...
Ya da Fenerbahçe yönetimi.
Zanka bilmez, Allah karışmaz bu işlere...
Apaçık belli ki, önümüzdeki süreçte eski defterleri karıştırmaya başlayacak Fenerbahçe.
Haksız mıdır?
Hayır.
Zaten gerekçe ortadadır:
“Baba Hakkılar, Şeref Haslar boşuna mı oynadılar”?
Tabi ki, boşuna oynamadılar. Lakin, futbolumuz 20 asrın başında ana okulundan başladı, uğraştı liseye kadar geldi. Altmış yıldır da üniversiteli. Şimdi, UEFA Kupası ile Avrupa’da doktora vermiş tek kulübümüz çıkıp “şampiyonluklarımın sayısına ilave edilsin” diyebilir mi?
Farklı statüler, farklı diplomalar.
İlkokulu, Liseyi birincilikle bitirenlerin başarıları ile iftihar edilir tabi. Ayrıca lig kurulmadan önceki devir o kadar karışık ki...
Yeryüzündeki pek çok üstün zekaya kısa devre yaptıran teorik fiziğin çözülemeyen beş büyük probleminden sonra, altıncısı sanki... Dört-beş katmanlı, 17 bilinmeyenli, tutanın elini yakan, uzmanların bile kendi kulübünün şampiyonluklarını hesaplayamadığı bir karmaşa.
Ne yapsınlar; o kadar olur o yıllarda el yordamıyla.
Milli Küme, Türkiye Birinciliği, Federasyon Kupası çeşit çeşit. Avrupa’ya takım göndermek için düzenlenen turnuvalar, kıyas ve mantık yoluyla şampiyon sayılan takımlar Vs...
Buna bir de “yıldız üstünlüğünü kaybetmek istemeyenlerin dirençlerini, yeni hesaptan yararlanamayacak olanların isteksizliklerini ekleyin.
Zor mesele...
Keşke çözülse... Valla bizim semtin bile 3 yıldızı olur icabında... 2 Kadıköy, 1 Moda.
Fenerbahçe düğmeye basarsa ki, mesaj Zanka’ya kadar indiyse basacak... Yine itiş kakış olacak ortalık.
Olay dönüp dolaşıp Federasyonun başına patlayacak.
Nasıl ki, sağlık hizmetinin en makbul branşlarından biri “koruyucu hekimlik” ise, yangını önlemek, yangını söndürmekten çok daha kıymetliyse, Futbol Federasyonu da olay kavga/mahkeme boyutuna gelmeden bu işi çözmeli.
Demesi kolay da... Nasıl?..
Fikir fikirden üstündür tabi...
Benim naçizane tavsiyem, lig kurulmadan önceki şampiyonlukların sayısını, taraf olan kulüp temsilcilerinden oluşan bir komisyon kesinleştirsin. Öyle maliye uzmanı defterleri denetler gibi değil. Kimseyi kırıp dökmeden, uçuk/kaçıklar hariç neredeyse belge iliştirilmiş “beyana tabi”.
Kimsenin alacağı kalmasın!
Sonra da 1959 öncesi şampiyonluk sahibi olanlara, ortasında şampiyonluğunun sayısı yazan birer “kuyruklu yıldız” takarsınız; olur biter.
Şaka yapmıyorum... Şu anda formalardaki yıldızlar, bir grafiker tarafından iki kalın tire ile zarif bir kuyruklu yıldız olur. İçindeki rakamlar da kaç defa kazanıldığını yazar. Herkesin yıldızları bir artar. Aslında bu yıldız işi de nereden çıktıysa, hiç hoş değil... 2. Dünya Savaşı’nda gettolara tıkılmış Yahudileri hatırlatıyor ve içimi sızlatıyor benim. Ama kulüpler bayılıyorlar. İyi o zaman; hiç olmazsa yıldız kümesi “kuyruklu yıldızla” başlar.
Zaten birkaç nesil sonra şampiyonluk yıldızları da bir şekilde birleştirilecek... 5 veya 7 yıldıza kadar günümüz kültüründe “kalite” çağrışımı yapıyor, iyi de... Bir takımda 12, öbüründe 10, diğerinde 14 yıldız olduğunda, sadece kalabalık edecek... ABD bayrağı mı olacak formalar? Kim nasıl sayacak, neresine sığacak formaların.
Mahalli lig şampiyonluklarını ifade eden kuyruklu yıldız üzerindeki sayı, yol olur, yüz yıl sonraki yıldız kalabalığından da kurtulabilir formalar derim ki, bu da benim son saçmalığım olur; teknolojisinde/tarımında/suyunda yirmi sene sonrasını hesaplamayan bir ülkenin spor yazarı olarak.
Onu bunu bilmem!.. Bu sezon, sezonlar boyu çözümlenememiş temcit pilavı önümüze konacak.
Bir kere de sofrayı önceden hazırlayalım derim.