Kadıköy, Trabzon’daki derbiyi pek umursamıyor sanki!.. Tansiyon sağlıklı bir delikanlınınki gibi. Yaşı tutanlar bilir; en azından geçmişteki heyecanları/coşkuları yaşamıyor.
Hadi yumuşatalım; “rakibi kadar” yaşamıyor.
Neden?
Kazanacaklarından emin olduklarından mı?
Rakibin üstünlüğünü peşinen kabullendiklerinden mi?
Yoksa, “işin bir de Kadıköy’ü var” hesabı yaptıklarından mı?
Bilemem… Ama Fenerbahçelinin uzun yıllardır en “kaygısız” beklediği, hiç telaşa kapılmadığı, her ihtimali tevekküle karşılamaya hazır gibi davrandığı bir Trabzonspor maçı oynanacak pazar akşamı.
Biraz “eksik” galiba.
Hani, takım umutsuz durumda veya Trabzonspor da dahil geride bıraktıklarına uzak ara fark atmış olsa, anlarım. İki takım zirvede art arda.
Kayıpta liderlik tacını Trabzonspor’un başına takıp dönecek bir Fenerbahçe var ortada.
Bir haftalık milli maç arası insanların dikkatini bu kadar dağıtır mı?
Yarım yüzyıllık Fenerbahçelilere sordum.
Hatta biraz tahrik ettim:
“Pereira’nın ve takımın kaderi bu hafta belli olur değil mi”?
Kimi “yok canım” dedi… Kimi net; “hayır”!
Yanıtların alt metinlerinde, jestlerde/mimiklerde “kazanır şahlanırız” gibi bir mesaj olmadığı apaçıktı. Ama “kaybedersek dağılırız” endişesi asla yoktu.
Sadece gamsız, kalender.
Bunlar üyeler… Sayın Ali Koç’un ikinci dönemi ile birlikte sırtını sağlam ağaca dayamış, “kaynak endişesi olmadan” rahat bir süreç geçirmenin tadını çıkarıyorlar muhtemelen. Kulüpte idari ve mali işlerin tıkırında gitmesinin de böyle yan etkileri var!
Fenerbahçe’nin kadrosu, hocası, yönetimi haldır haldır çalışıyor ve iki haftadır kafa patlatıyor olmalı. O ayrı.
Peki milyonlar?.. Bir Trabzonspor maçı arifesi Fenerbahçeliyi bu kadar geniş yürekli görmeyeli çok uzun zaman geçmişti.
Oysa “Fenerbahçe’yi mi Barcelona’yı mı yenmek istersin” diye sorun Trabzonsporluya… Geçmişteki her şampiyonluk yarışında kıyasıya mücadele ettiği için “rakip değil engel” olarak algıladığı, Kumpas Davası ile rekabetini önce mağduriyet sonra kızgınlık ve son tahlilde bitmez tükenmez reddediş ile mayaladığından, şampiyonluk hasretinden, takımı sahiplenmesinden, en azından konjonktür gereği “Fenerbahçe’yi” diyecektir.
Sıkılmış yumruk gibi bekliyorlar ezeli rakiplerini.
Bu durum aynı zamanda “kim kazanır” sorusunun da yanıtı!..
Trabzonspor karar verir kimin kazanacağına. Maçın kaderi, Mesut ve Sosa’dan önce ev sahibine bağlı.
Gererse koparır!
Fenerbahçe nasıl ki, kazanmak için “vitesi yükseltmek” zorundadır. Trabzonspor ancak vitesle oynamazsa galip gelebilir.