Bir tane Fenerbahçeli bulun bana, Süper Lig’in başlayacağı şu hafta göğsünü gere gere “şampiyon oluruz” desin!
Bırakın Fenerbahçeliyi, elindeki malzemeyi ölçüp biçen, sonra da kıyas ve mantık işleten Ersun Yanal diyebilir mi mesela?
Siyaseten değil inanarak, hesap kitap yaparak dile getirecek bir kişi bulamazsınız.
Vefa Küçük demiş ama onunki tespit değil temenni... Kafasında kadehle harmandalı oynamak gibi eğlencelik işte... Geçen sezon küme düşme hattındayken de söylemiştir, iddiaya girerim.
“Top yuvarlaktır” türünden yuvarlak laflara gerek yok. Çıplak gerçek diyor ki, “kurulamadı takım”.
Eksik.
Ne şevk var ne ahenk.
Zaten yakın geçmiş berbat... Olanlar olacakların garantisi sanki.
Defans ağlıyor. Orta saha antika, forvet fena değil ama sadece rakip kalede oynanmıyor ki bu oyun.
Yani üçte biri hazır giriyor sezona Fenerbahçe.
Sorumlusu kim?
Donald Trump değil her halde!
Valla ben bıktım sayın Ali Koç’un Fenerbahçe başkanlığını teraziye koyarken önce duruşunu ve meziyetlerini saymaktan, maddi manevi fedakârlıklarını anlatmaktan, elini kolunu bağlayan unsurları yazmaktan.
Ama kulüp başkanı olarak başarısız resmen.
Bir eksik var bir yerlerde.
Adam mı, zaman mı, tecrübe mi, neyse ne...
Somuta gelelim; Hani, Kolarov nerede?
Dede Korkut masalına döndü transferi.
Kjaer?
Menajeri demiş ki “Sevilla’da devam eder”!
İyi de Fenerbahçe’nin defansından ne haber...
İkisi de yarın gelse, geçti zaten... Gelmezlerse, geçmiş olsun. Bu saatten sonra ortaya çıkan Comolli icatlarını biliriz biz.
Hazırlık maçları gösterdi Fenerbahçe’nin zaaflarını. Arkası boş, ortası kuru kalabalık bir takım.
Gördük, anladık da... Çaresi nerede, ne zaman, kimle?
Hani kervan yolda düzülmezdi, transferler kampa yetişmeliydi?
Açık söyleyeyim...
Sayın Ali Koç’un başkanlık süreci kötü bir Aziz Yıldırım kopyasıdır.
Aziz Bey’in bıraktığı yerden başlamıştır Ali Bey.
En kötü yerinden hem de.
Bir “atarı-gideri” eksikti, onu da ekledi vizyona. Kayda alıyormuş “düşmanlarını”!
Geçen sezona üç casusu deşifre etmek ve soyunma odasındaki halının izini sürmekle başladı, fiyasko transferlerin düşme hattına taşıdığı takımı zor güç ligde tutarak bitirdi. En büyük mücadelesi Comolli’yi makamında tutmak içindi.
Suçlayabilir misiniz yönetimi eleştirenleri?
Büyük travmaydı yaşanan.
Tanklar geçti, palet izleri kaldı.
Şimdi başkanından hocasına, sportif direktöründen futbolcusuna herkes “yaralı” Fenerbahçe’de...
Herkesin bilgisi, becerisi ve yeterliliği şüpheli!
Ancak ilk maça çakı gibi çıkacak bir takım sünger çekebilirdi berbat anılara.
Bugün Perşembe, siz okurken Cuma... Lig başladı ve Fenerbahçe’nin iki kalecisi var daha.
Takımın dizilişini yazanlar sola Hasan Ali’yi koyuyorlar ama iyileşmesi iki ay sonra. Kolarov da üç aydır yolda!
Tek teselli, rakipler de hazır değilmiş...
Hangi rakip geçen sezon küme düşmeyi teğet geçmiş?
Fenerbahçe’nin orta sahası orta yaşlı Emre’ye emanet... Orta yaş dediğimiz, Orhan Veli’nin şiirindeki gibi insan hayatı ölçeğinde; futbolda emekli sınıfına girer kendisi.
Jailson beğenmediğiniz devirden devreden... Moses dökülüyor, Mehmet Ekici sakat olmadığı zamanlarda formsuz, Alper’le mi fırtınalar estirecek bu takım?
Ersun Yanal ilk 11’i yazamıyor.
Eylül başına kadar birkaç “mucize” yaşanmazsa, birkaç “felaket” yaşanacaktır Fenerbahçe’de bu sezon.
Korkmayın, Ali Koç’a bir şey olmaz...
Önce Ersun Yanal sonra Comolli var kurbanlık.
Zaten Ali Bey’in servetinde Fenerbahçelinin gözü. Başkanlığı iyi olmasa da gücünü kudretini seviyorlar.
İşin komik tarafı, futbolun kuralları engel o serveti Fenerbahçe’ye harcamasına. Gücü ve yeteneklerine gelince; onda da kendisi pintilik yapıyor galiba.
Yeni bir sezon, loş bir Fener...
Belki, acaba, sanki ile siftah yapılıyor yine.
Umut Fenerbahçe’nin ekmeği; ye Mehmet ye.