Damien Comolli, Erwin Koeman’la yola devam edileceğini açıkladı.
Bravo... Adam tutarlı!
Hem aslen hem de mecazen “Fransız” besbelli.
Bir hoca buldu... Olmadı.
Bir numara küçük gelen Hoca’nın “yardımcısını” hoca yaptı koskoca Fenerbahçe’ye...
Durum ortada.
Allah korusun ama Koeman hasta falan olursa oğlu Len Koeman ile idare eder artık bu sezonu.
Şaka gibi...
“Hocanın arkasındayım” diyor Fenerbahçe’nin futbol kılavuzu...
Neden?..
Fenerbahçe “Küme Düşme Hattına” şimdilik maç eksiği ile günü birlik girip çıktığı için mi?
Yoksa, Fenerbahçe’nin bu halinden Koeman’ın sorumluluğu olmadığı için mi?
Kim sorumlu o zaman?
Comolli’nin feci durumu idrak edebildiğinden bile emin değilim ben...
“Futbol takımları düşerler, çıkarlar, bazen zirveye oynarlar, bazen sezonu geçiştirmeleri gerekir, bunlar futbolun doğal akışıdır” falan diye düşünüyor her halde.
Burada öyle değil... Hele Fenerbahçe’de hiç değil.
Hoca “yedek”... Futbolcular “fos”... Pozisyon “diplerde”... Sportif direktör gözleri dolarak “gerekirse Samandıra’ya çadır kurarım” diyeceğine, bir maçı kaybetmiş Real Madrid sportif direktörü havalarında, “hocamızın arkasındayız” beyanatı veriyor.
Yerden göğe kadar haklıdır aslında!
Çünkü Fransız sportif direktör Koeman’ın ardından gitmesi gereken adamdır.
Sayın Ali Koç, ona inanabilir...
Sancılı dönemin atlatılmasından sonra Comolli’nin kafasındaki takımı ortaya çıkarabileceğini düşünebilir.
Tut ki, öyle oldu!
Yine de işi bitmiştir Fenerbahçe’de.
Çünkü, an itibarıyla Fenerbahçe’ye tarihindeki en kötü dönemi yaşatan oluşumun bir numaralı sorumlusu Comolli, artık bir simgedir. Facianın ete kemiğe bürünmüş halidir.
İkiz kulelerin eriyip “kara sanata” dönüşmüş çeliklerini, kasabalarına anıt olarak diken ABD’liler gibi felaketi unutturmamak için orada öylece duracak mı?
Bu saatten sonra kimsenin gücü yetmez Comolli’nin giriş kartı süresini uzatmaya.
Yeni hoca gelecek, Comolli, Cocu’nun yardımcısıyla birlikte gidecek.
Gidecek ki, yeni hoca da rahat çalışsın.
Daha da önemlisi, ona baktıkça geçmişi hatırlamayalım!
Gerekmez onun futbol zekası, birikimi falan... Fenerbahçe’ye katkıları(!) için eksik olmasın. Yaptıkları yapacaklarının belgesidir; o da son otuz yılda yaşanmış en büyük felakettir.
Benim merak ettiğim bir şey daha var...
Tamam; sayın Koç, bizim görmediğimizi görüyor, bilmediğimizi biliyor ve Comolli’nin gerçek değerini anlıyor, ona inanıyor olabilir...
Ama Fenerbahçe Yönetim Kurulu’nda Comolli’nin gitmesini isteyenler, yani aynen bizim gibi düşünenler de var; okuyoruz medyada...
Niye onlardan biri çıkıp da “bu adam gitmezse ben yokum” diye basmıyor istifayı?
Şu aralar vazgeçilmeyecek kadar değerli bir mevki değil Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyeliği... Hatta tam tersi.
Yönetim Kurulu’ndakilerin de “has” Fenerbahçeli olduğunu kabul edersek; Comolli’ye bizim gözümüzle bakan gerçek bir Fenerbahçelinin, Başkan’ı girdaptan çıkarmak Fenerbahçe’yi kurtarmak için fedakarlıkta bulunması gerekmez mi?
“Ufak” dediğiniz kulüplerin asansör takımları bile düşecek gibi olduğunda istifalar, tartışmalar ayyuka çıkar. Muhalefet hortlar. Fenerbahçe küme düşmek gibi bir rezaletin eğişine ayak koymuş, Fenerbahçe Yönetim Kurulu büyük bir uyum içinde çalışıyor.
Tuhaf...
Zaten her şey tuhaf bu sezon.
Sportif direktörden hocaya, futbolculardan istatistiklere, Yönetim Kurulu’ndan dipteki Fenerbahçe’yi içselleştirmiş seyircisine kadar her şey.
“Yenilenme sancısı” diyor iyimserler... Akıbet işaretleri olmasın da...