Hiç fark etmez!.. İster mütevazı, isterse Fenerbahçe gibi “tarif edilemez bir büyüklüğe” sahip olsun, hiçbir takım “taraftarına rağmen” başarılı olamaz, şampiyonluk kazanamaz.
Elbette işinin ehli bir başkan, tartışılamaz bir teknik direktör, bütçeye göre nokta atışı üst düzey topçular işin olmazsa olmazıdır ama hepsi denk gelse bile “negatif taraftar” tüm enerjisini arzusunu emer bitirir o ekibin.
Ne mi olur?..
Futbol denilen yarışın tüm gereklerini dört dörtlük yerine getiren veya eksiklerini tribünden/sokaktan taşan katıksız destek ile telafi eden bir/birkaç rakip çıkar, siz avucunuzu yalarsınız.
Varoluş sebebi ve yaşayıp gelişmesinin ilk şartı “sevenleri” olan bir kulüpte koltuklardan başlayıp kramponlara kadar uzanan, kullanılmayan SMS’ler gibi “devretmiş itirazlarla” bu iş yürümez ey Fenerbahçeliler!
Evet… Başkandan ümidi kesmiş olabilirsiniz.
Teknik direktörü sevmenize rağmen “eksik” görebilirsiniz.
Geçmiş sezonun futbolcuları size “eskimiş” gelebilir; yeni sezonun transferleri gönlünüzde yatan aslan olmayabilir… Arda gitse de kalsa da gurur vesilesinden “sorun” haline gelmiş olabilir zihninizde.
Lakin, yine vakit geçti!..
Evdeki bulgura odaklanma zamanı!
Önünüzde keşfedilmemiş yeni bir dünya gibi açılan yeni sezona, ağzınızdaki kötü tatla başlarsanız sonunu getiremezsiniz.
Sınırsız imkanlara sahip başkanın beş senelik “sabıka dosyasını” sallayarak, artık “kişisel meselesi haline gelmiş” yeni sezon şampiyonluğu için iştahını, hatta kendisini kaçırtmak, hangi Fenerbahçeli adına saygın bir mücadele, büyük getirilere sahip bir zafer olacak sonuçta?
Evet… Sayın Koç “yine” imzayı atmadan “razı olunan hoca” pozisyonuna getirdi İsmail Kartal’ı ama denenmiş, sonuç alınmış bir Fenerbahçe evladı teknik direktöre “kaç bedendir” tartışmaları açmak, taraftarlıkla sosyal medya trollüğünü karıştırmak olmasın sakın!
Arda aynı Arda!.. Merak etmeyin; babası üzerinden “sevimsiz” hale getirilme çabaları “satılmasından çıkarı olanların” Avrupa yolunu düzlemek için giriştikleri bir tür mühendislik çalışması sadece. Fenerbahçe satılanın parasından, oynayanın emeğinden yararlanır ki, bu yazılı olmayan bir futbol kuralıdır.
Her şey olacağına varır!
Her şeyin daha iyi olması, sizin pozitif olmanıza bağlı.
Yani, hesaplaşmalarınızı unutmayın… Sadece erteleyin.
Üzülen siz oluyorsunuz sonra.