Bizim meslekte, birinin işine yarayacak yerden bakıp yazarsanız, “adamı” diye damgalanırsınız. Benim gibi üst üste iki kere yazarsanız, artık dedikoduyu bırakır, “çıkarınızı” dolar cinsinden hesaplamaya başlarlar!..
Çiğ süt emenler çok alınırlar...
Elbette benim gibi davet, hediye falan kabul etmeyen, avanta maç seyahatine gitmeyen biriyseniz umursamazsınız...
***
Evet... Aziz Yıldırım’ın beğeneceği şeyler yazdım son günlerde.
“3 Temmuz’un hesaplaşma sürecinde, tam da Fenerbahçe’nin kaybettiklerini tazmin etmesi beklenirken Fenerbahçe’nin bir yıl zindan ve yaşam boyu karalamayla mağdur başkanından vazgeçerseniz, o zulmü kendi ellerinizle kapatmış olursunuz” dedim...
Ne kadardı Fenerbahçe’nin tahmini 3 Temmuz zararı?.. Sadece maddi...
100 milyon dolar mı?.. 150 mi?
“Sildik” dersiniz.
Kumpas mağduru başkanı siz bile kulüpte görmek istemiyorsanız, kimden alacaksınız kaybettiklerinizi?
***
Bitmedi... Tam da bu aşamada medyada hakaret bile etmeye başladılar Aziz Yıldırım’a. Ucuzundan cesaret, kolayından itibar fırsatçılığı galiba!
Baktılar ki, sahada kötü sonuçlar alan takıma darılan Fenerbahçe taraftarı tribünden çekilmiş; son darbe ile “yıkarız” dediler Aziz Yıldırım’ı...
Bu unvan da ömür boyu yeter onlara.
Paşa gönülleriniz bilir! Aziz Yıldırım’ı futbolumuza, Fenerbahçe’ye zararlı bulabilirsiniz... “Bıraksın” diyebilirsiniz. Lakin Fenerbahçe başkanına tehdit, şantaj, hakaret ederseniz, kamuoyuna açık “gider” yaparsanız, en başta işini namusuyla yapan, sporun genelev çaycıları düzeyine inmesine izin vermeyen spor yazarlarının görevidir karşı çıkmak.
Biz de onu yaptık.
***
Aslında “esastan” değil “usulden” karşıydık!
Kimileri yıkama yağlama yaparken bile, “gitsin” demişliğimiz vardı Aziz Yıldırım’ın “keskin sirkeliği” depreştiğinde.
Zaten Aziz Yıldırım müebbete mahkum değildi başkanlık koltuğunda.
Aslında çoktan gitmeliydi. Defalarca...
Ama bugün mümkün değil!
Zarar-ziyan tahsilatı gündemden düşer veya bel altı cazgırlıklar yol olur endişesiyle söylemiyorum.
Fenerbahçe taraftarı bırakmaz şu anda...
***
Bakın, Genel Kurul üyesi, Divan Kurulu üyesi hangi Fenerbahçeliye rastlasam “yedirmeyiz Aziz Yıldırım’ı çakallara” diyor.
En muhalif olanlar da dahil.
Yani, bu sefer de başta Rasim Ozan Kütahyalı olmak üzere “karşı olmayı” abartanlar kurtardı Aziz Yıldırım’ı; biz değil.
Size de şunu söylemeliyim... Her yorumcuyu aynı tornadan çıkmış sanmayın sakın.
Siz de biliyorsunuz ki, her duruşu, her sözü sadece kendi reytingini arttırmak amacı güden egosantiriklerin yanı sıra bizim gibi gazeteciliği hâlâ “kamu yararına” bir iş olarak algılayan, etik değerlerden ayrılmadan doğruyu söylemeye çalışan dinazorlar da vardır bu piyasada.