Çivi gibi takım Alanyaspor, çekiç gibi golcü Cisse, daha dördüncü haftada Fenerbahçe’yi puan cetvelinde yerine çaktı...
Kaplama döküldü foya meydana çıktı. Kırkına merdiven dayamış Emre’ye yaslanıyormuş meğer Fenerbahçe.
Eskiden insanı gençleştiren Anna Aslan vardı; bugün mutlaka daha gelişmişleri çıkmıştır... Fenerbahçe Emre’yi derhal onlardan birine göndersin. Vedat Muriç’i de orta sahası olmadığında oynatmasın, bari adamın fiyatı düşmesin.
***
Emre’nin yerine Gustavo’yu monte etmekten başka bir değişikliği olmayan Fenerbahçe ve ilk üç haftanın lider takımı Alanyaspor, umulan futbol şöleninden çok uzak başladılar maça.
Çünkü korku hakimdi sahada...
Kazanmaktan çok kaybetmemeye odaklanmıştı lider ve lider adayı.
İşin kötüsü, bu bir zorunluluk değil tercihti Fenerbahçe için.
Koskoca 39 dakika kısır, temposuz ve pozisyonsuz geçtiyse, sebebi iyi savunup kontratakla sonuca giden Erol Bulut takımının, Fenerbahçeyi şoke etmek için önde baskıyla başlaması, Fenerbahçe’nin ise pasla çözdüğü bu baskıdan sonra topu bir türlü ileri taşıyamamasıydı.
Gel de Emre’yi arama...
***
Fenerbahçe rakibinin iki katı topa sahipti ama yanlamasına paslarla geçiyordu bu hakimiyet. Orta alandan ileri gidemiyordu. Ezberi bozulmuştu Fenerbahçe’nin.
Sıra dışı ileri üçlüsü, İngiltere’yi sallayan golcüsü, topla buluşamıyor, adeta atıl durumdaydı. Dirar ve Ozan’ın kanat koşuları ya Deniz’in ayağında eriyor ya da Rodrigues’e gelmeden kesiliyordu Juanfran tarafından. Efecan sakatlanmış Campos girmiş ama Fenerbahçe’nin sol kanadı eskisi kadar bile çalışmıyordu.
Fenerbahçe’yi öne geçiren bir gol geldiyse tamamen Rodrigues’in bireysel performansını Kruse’nin zeki dokunuşuyla asist haline getirmesi Tolga’nın iyi şutuyla tamamlaması sonucundaydı... Tesadüf gibi... Takım halinde baskı falan hak getire.
***
Sanki galip gelmiş oyun bitmişti Fenerbahçe için... Yan paslarla ilk yarı biter derken üst üste Fenerbahçe kalesine inen Alanyaspor, sonunda genç Altay’a hata yaptırdı soyunma odasına berabere gitti Fenerbahçe.
Soyunma odasından çıktığında ise 2-1 mağluptu!..
Çünkü daha ilk dakika çakma stoperlerden Jailson lastiği patlattı ve minikler takımında yapılmayacak bir hata ile topu ceza alanından çıkaramayıp rakibe asist haline getirdi. Cisse tecrübesinde bir golcünün bunu affetmesi düşünülemezdi.
Artık en güçlü bölgesi(forvet) top görmeyen, en zayıf bölgesi (savunma) kaleye giden topu göremeyen bir Fenerbahçe haline gelmişti misafir takım. Her futbolcu sahada karşısındaki Alanyalı ile bireysel mücadele veriyor, daha diri ve formda rakibi tarafından eziliyordu.
Çare üretmesi gereken Ersun Yanal ise takımın en çaresizi gibiydi o dakikalarda. “Bildiğimize devam” taktiği!
Ondan daha önemlisi Gustavo ve Jailson sahadayken ve oynadıkları bölgelerde ya hata yapıp ya hiçbir işe yaramazken, neden Gustavo stoperde Jailson orta sahada değildi.
***
Alanyaspor’un üçüncü golü de bireysel savunma hatasından tabi. İşin acı tarafı, Fenerbahçe’nin yükselen değeri Ozan’ın yapması, savunmanın banko adamı denilen Zanka’nın seyretmesiydi.
Yanal 3-1’den sonra oyuna müdahale etti Deniz ile Zanka yerine Ferdi ile Alper’i soktu. Maçı çevirecek adamlardan biri ergenlikten yeni çıkmış, diğeri maaşını azalttığı için takımda kalmıştı. Üstelik ortada takım bütünlüğünden uzak, sirkülase olmuş bir Fenerbahçe ve savunması ile baskısı maçın başındaki kadar diri bir Alanyaspor vardı.
***
Aslında Fenerbahçe’nin Alanya’dan bir galibiyet alıp ligin zirvesine yerleşmesini kimse beklemiyordu ama daha gerçekçi bir taktikle, daha sağlam bir orta saha ile ulaşılacak beraberlik hiç olmazsa moralleri bozmaz, ilk üç haftadaki başarılı çizginin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koymazdı.