Ne Çubuklu Forma ne de Kadıköy ne de işini gücünü bırakıp tribünlere gelen vefakar taraftarlar çatır çatır oynayan bir rakipten üç puan almaya yetiyor artık... Mustafa Denizli’nin gol krallı, zirveye yerleşmiş, gol rekortmeni takımına karşı beraberlik, açıkçası “eldeki” Fenerbahçe için şahane sonuçtur.
Kimse gücenmesin; en azından bu sezonun ilk yarısı şanssız Fenerbahçeli bu çıtaya mahkumdur.
Kasımpaşa, deplasmanmış, büyük kulüpmüş hiçbirini iplemeden başladı maça... Hatta ilk yarıda o kadar ileri gittiler ki, Kasımpaşalı futbolcular; özel şovlarına dalıp, saçmalayıp devreyi mağlup kapattılar.
Henüz 7. dakikada bir penaltı “var”... Hem de çifte “var”lı… Ve çifte vara rağmen verilen karar muhtemelen hatalı!
Penaltıyı Isla yaptı... Var’da incelendi ve Diagne kullandı. Top kaleci Harun’dan dönünce Eduok tamamladı ve Var bir kere daha devreye girdi. Çünkü Eduok penaltı kullanılmadan ceza sahasına girip ihlal yapan ilk adamdı. Oysa öne hamle yapan Harun da dahil ihlal yapmayan yoktu o anda ceza sahasındaki beş altı kişi arasında. Penaltı tekrar edileceğine çift vuruşla başladı maç.
Kasımpaşa’nın baskısı devam etti... Çünkü Fenerbahçe’yi oynatmıyordu bir yandan hücum yaparken. Çoklukla oyunu orta sahada karşılayan Kasımpaşa, bu kez rakip sahada baskı yapıyor, Fenerbahçe’nin her türlü kurgusunu başlamadan bitiriyordu.
Ev sahibi ceza alanına orta yapsa Kasımpaşa stoperleri dokunuyor, uzun oynanan toplara Slimani sahip olamazsa Kasımpaşalılar toplayıp akına çeviriyor, ortadan gitmeye çalışan Fenerbahçe’ye Kasımpaşa ön liberoları ile stoperleri duvar örüyordu. Bir tek yolu vardı Fenerbahçe’nin; Barış’ın kulvarı...
Diagne kaçırdığı penaltıyı kafa ile telafi ettikten ve Kasımpaşa futbolcuları rakiplerini küçümsemeye başladıktan sonra Fenerbahçe’de Valbuena, Barış, Mehmet Ekici formülü ortaya çıktı ve beraberlik geldi. Mehmet Ekici sahada kaldığı 65 dakika boyunca Fenerbahçe’nin en iyisiydi.
Bu şok Kasımpaşa’ya Özgür’ün ayağından bir kendi kalesine gole mal oldu. Hem de bomboş durumda, soğukkanlılıkla. Başka şartlarda olsa “ne oluyor” derler adama; o kadar tuhaf yani. Morali bozulan Özgür’ü ikinci yarı oyundan almak zorunda kaldı Mustafa Denizli.
Fenerbahçe 2-1 galip gittiği soyunma odasından sahaya döndüğünde, moralliydi, özgüvenliydi ama maçın başındaki gibi bir Kasımpaşa vardı karşısında.
Hızlı inen, araya atılan topları gol tehlikesine çevirecek yetenekli ayakları olan ve maçı kazanmak isteyen bir rakipti Kasımpaşa yine. Çok hareketli ve yer değiştirerek oynuyorlar, hızlı ve düzgün paslarla Koeman’ın Topal ve Eljif ile kurduğu güçlü orta sahayı rahat aşıyorlardı. On dakika sonra Diagne kendisinin ve takımının ikinci golüyle tabelaya beraberliği yazdı.
Koeman 65. dakikada çifte hamle yaptı ve ikisi de seken Mehmet Ekici ile Valbuena’yı kenara alıp Benzia ile Frey’i soktu ama sistemi bozmadı. Bu değişiklikten sonra Fenerbahçe dar alanda paslaşmaları bıraktı, ailecek Kasımpaşa yarı sahasına taşındı. Tabi Diagne riskini göze alarak...
Olmadı tabi... Telaş başka baskı başka... Sezar’ın hakkı Sezar’a; elinden gelen her şeyi yapan Fenerbahçe o kadar eksilerde ki, defalarca rakip kale önünde karambol ve fırsat bulsa da bunu gole çeviremedi; kendi sahasında alkışlarla “Kasımpaşa’dan beraberliği söktü aldı”!..