Böyle dram devlet tiyatrolarına bile ağır gelir!.. Önce mağlup, sonra galip, son çeyrekte berabere dakikalar geçirip futboldaki her sonucu doksan dakikada yaşayan, iki pozisyon direkten dönen, yediği iki gol de bireysel hatalardan gelen bir takımın sahadaki macerasına dramatik sözü bile hafif kalır aslında...
Zaten sonuçları yüzünden “trajik” de denilebilir!
Hem takım, hem Aykut Kocaman hem de taraftar açısından sabır sınavı gibi olması dışında, Beşiktaş berabere kalmış Başakşehir ile Galatasaray zorlu maçlara çıkmak üzereyken kaybedilen iki puan intihar gibi bir şeydi. Böylesi görülmedi...
İlk yarı direkten dönen iki Fenerbahçe pozisyonundaki kör talihi geçelim... Asıl Fenerbahçe’ye devreyi mağlup kapattıran gol Aykut Kocaman’ın sezon başından beri dert yandığı “bireysel hataların” çok daha “kör kör gözün parmağına” tekrarı, kısmetsizliğin daniskasıydı.
Neden? Volkan Dirar’ı uyarmadığı için...
PAF takımında olamayacak bir hata.
Üstelik bu kadarla kalsa iyi... İkinci yarıda “asist” şekli de tekrarı olacaktı Mehmet Topal’la...
Oysa zaman zaman hızlanan ve fena oynamayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Genç Oğuz Kağan tek hatayla oynuyor, Souza harikalar yaratıyor, Valbuena top kaybı, hatalı pas yapsa da kilitlenmiş rakip defansı zorluyordu. Hasan Ali’nin çıkışları kalabalık rakip savunmayı zorlamakta çok işe yarıyordu.
Dramatik unsurların ikincisi ve belki de daha önemlisi koskoca Fenerbahçe teknik direktörü tarafından yapılan uyarıların, hakemlerin bir kulağından girip ötekinden çıktığı anlaşıldı!...
Nasıl?... Gençlerbirliği’nden Issah 17. dakikada haklı bir sarı kart gördü. On dakika sonra Valbuena’yı biçtiği için bir haklı sarı kartı daha vardı ama çıkmadı. Hakem Kalkavan telafi etmek için Palitsevich ile Jailton’a birer lüzumsuz sarı çekti ama ne çare.
Üstelik Issah’ı atılacak diye Deniz ile değiştiren Ümit Özat, bir taşla iki taş vurdu ve Dirar’ın kalesine attığı gole sebep Deniz’in baskısıydı.
Yani şikayet edilen ne varsa hepsi birden 45 dakikaya sığdı ve Fenerbahçe soyunma odasına endişeli girdi.
Ama soyunma odasından çıkar çıkmaz sanki bahar geldi Kadıköy’e!..
Alper, kişisel gayretin nasıl bir şey olduğunu hatırlatan, tribünlerin gönlünü ferahlatan bir slalomla santradan tek başına gitti ve golü attı.
61. dakikada Valbuena ile yardımlaşma içine giren Dirar kendisinin ikinci golünü Gençlerbirliği kalesine gönderince Aykut Kocaman’ın aynı dakikada Soldado ile Fernandao’yu değiştirme sebebi, farkı çoğaltıp Fenerbahçe seyircisini mutlu etmekti ama aradan dokuz dakika geçtiğinde “bireysel hata” belası bir kere daha hortladı.
Bu sefer çakma stoper Mehmet Topal’ın havalandırdığı topu Milikovic’e kaleye yollamak kaldı.
Dramatik maç, trajik sonuç kader gibiydi. Maçın son dakikalarında yüklenen Fenerbahçe gol bulamadı ve beraberlik resmileşti.
Bundan sonra tufan...
Hakemden mi şikayet eder Fenerbahçe kör talihinden mi bilinmez ama şampiyonluk ümidi ameliyat masasında organ organ eksilen adam gibi puan puan ölüp gidiyor açıkça.