Kendi bankasını, müşterisini, mevduat sahibini soyan müdüre ne yapılıyor?.. Sadece otomobilin ve kasanın anahtarları alınıp kapıya mı konuyor beyefendi?
Hayır. Zimmete para geçirmekten nitelikli dolandırıcılığa kadar pek çok TCK maddesinden yargılanıyor; Gürcistan’a falan tüymediyse muhtemelen yıllarını hücrede geçiriyor.
Borsa’da milletin parasını deve yapan simsarın sadece ödülleri ve plaketlerini geri almakla, parasına el koymakla, üye olduğu sosyal kulüplerden atmakla yetinmiyor hiç kimse. Yasanın ilgili maddesinden tak içeriye...
Ben onların yerinde olsam, “çalarken doping aldım” derim; parayı iade edip hiç olmazsa hapisten yırtarım!..
Yahu Selçuk Parsadan’ın günahı neydi?.. Yeteneğini konuşturup eline saydırıyordu milletin parasını; neden hapiste yattı, orada vuruldu, sakat kaldı ölmeden önce?
Demek ki “para kazanmak için yapılan sahtekarlıkların” karşılığı, parayı geri almanın yanı sıra suçla orantılı bir süre hürriyet kısıtlaması.
Sebep; intikam değil, ibret.
Eee... Doping yapan sporcunun eylemi nedir?
Sakın “vatan millet” demesinler, vatanı milleti rezil etmek için sporcuya ihtiyaç yok çok şükür!
Sporcu, çıkar elde etmiyor mu ilaçla rakiplerini geride bırakarak?
Milletin maneviyatını bozmayı falan bir kenara koyuyorum. İlaçsız rakibinin hakkını yemiyor mu maddi ve manevi olarak?
Efendim Süreyya Ayhan’dan sonra Aslı Çakır’a da verilen 2575 cumhuriyet altını geri alınacakmış... Elvan’ın ödülleri de sıradaymış!
Bir kere, bunlar Devlet’in verdikleri.
Peki ya özel kurumların, şahısların gözyaşları içinde onlara sundukları?.. Halkın el üstünde taşıması, gazetelerin ayırdığı sayfalar, TV kanallarının dakikaları?
İzzet-i ikramda bulunan, itibar gösteren kandırılmış insanların emekleri, hisleri bedava mı?
Türkiye’nin bozulan imajı kaça?
Efendim, doping yaparak sağlığına zarar vermiş zaten. Bir de mahcubiyet... Üzmeyin bizi de 2575 altını kampanya ile toplayıp iade etmeyelim perişan kızlarımıza!
Geçin bunları.
Uyuşturucu kullanarak da sağlığına zarar verenleri tutuklamıyor musunuz. Üstelik onlar kimsenin hakkını falan iç etmiyor.
Kızımızdır, evladımızdır, sporcudur, şeytana uymuştur diye “ver ödülleri geriye” tarzında geçiştirme cezalarla önleyemezsiniz bu doping işini. Yakalanmayan dolandırıcının zengin ve ünlü olarak yaşayacağı koşullarla caydırıcı olamazsınız.
Doping kullanana hapis cezası koymalısınız.
Ve uygulamalısınız.
Evet zalimce görünüyor.
Ancak şu anki durum da rezilliğin dik alası!
Devlet bireylerin hem kendine hem de topluma zarar vermesini önlemek için bazen zalim olmak zorunda kalabilir. Görevidir.
Gelelim toplumsal sorumluluğumuza...
Kulak üstüne yatmamızın, kaytarmamızın tek sebebi var:
Kendi yarattığımız kahramanları, üstelik kahraman olması için teşvik ederken ölçüyü kaçırıp muhtemelen sahtekârlığa sapmasına sebep olduğumuz kahramanları, daha doğrusu “eserlerimizi”, “frankenştaynlarımızı”, bir anda “tu kaka” edip suçlu sayarak, kurduğumuz sistemin berbat yönleri ile yüzleşmekten kaçınmak...
Halkın büyük kesimini yoksul bırak... İçinden çıkan yeteneklerin önüne havuç koyarak “köşeyi dönmek için her şey mübah”dan başka seçenek bırakma. Başarırsa “eserinle övün”... Dalavere yaptığında suçla!
Böyle bakınca acırız kızlarımıza elbet.
Lakin onları ve onları örnek alacakları korumak için onlara ve onları örnek alacaklara ceza vermek gerek.
Hakkın rahmetine kavuşan sporların anası ve onun “ana katili” kızlarından başlayarak, bireysel ve toplumsal ahlak sorgulamasının tam sırası.