Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hani olmasa “canı sağ olsun” deyip herkes yeni sezona, yeni futbolculara hatta yeni hocaya bakabilirdi... Ama ne Fenerbahçe geride kalan 11 haftanın takımıydı ne de kadrosundaki futbolcular ortaya koydukları performansın adamıydı...
Taraftarı küstüren, tribünü kızdıran, yorumcuyu bezdiren berbat düzen, Sivas maçının düdüğü ile bir anda değişti adeta...
On saniyede pozisyona girdi Fenerbahçe iyi mi?
Eski Fenerbahçe gitmiş, yerine iştahlı, hareketli, baskı yapan bir takım gelmişti. Kimse toptan saklanmıyordu artık... Tersine, cezası olmasa topu ısıracaklardı! İkili mücadele, ara toplar, hızlı koşular, önde çoğalma, hepsi vardı.
44. dakikada Sivas’ın gol şansını çıkarırsanız tek kale oynanan bir devre. Ardından dörde kadar uzanan final...
Ne değişmişti peki Fenerbahçe’de?
Üçü mecburiyetten, üçü Aykut Kocaman’dan altı futbolcu...
Altısı da zamanında denenmiş ve verimsiz bulunmuş futbolculardı ama…
Kalede Volkan, Isla’nın yerine Şener, Neto’nun yokluğunda Roman, Hasan Ali değil İsmail, Ozan kenarda Mehmet Topal sahada ve Valbuena yerine Aatıf...
Kapalı savunmayı açamayan, açmaya çalışırken pozisyon veren, kaleye zor giden, gidince sonuca ulaşamayan, skor bulsa koruyamayan, ne topu ne oyunu tutabilen Fenerbahçe’nin “eskiye dönüşle” yenilendiğini iddia etmek saçmalık olur tabi...

Haberin Devamı

Aykut Hoca, Giuliano’yu Janssen’in arkasına koymaktan başka oyun formatında da bir değişiklik yapmadığına göre... Maçın ilk yarısında ligin ilk yarısının en iyi futbolunu oynayan, ikinci yarı hiç olmadığı kadar skor arayan Fenerbahçe’yi “onaran” hamle, isimlerde değil “kafalarda” olmuş besbelli.
Lakin aylarca süren kronik hastalıklar şıp diye geçmiyordu tabi... Üstelik rakip Samet Aybaba’nın son üç deplasmanından dokuz puan çıkarmış Sivasspor’u olunca ikinci yarının hemen başında beraberlik golünü yedi Fenerbahçe...
O da ne?..
Bu sefer yıkılmadı Fenerbahçe. Moralini kaybetmedi. İsteğini, baskısını sürdürmeye devam etti ki, Fenerbahçe’deki “derin değişikliğin” en ciddi belirtisi bu oldu.
“Sen oyna, gol gelir” meselesi...

Haberin Devamı

Maçın kırılma anı 61. dakikaydı aslında. Aykut Kocaman’ın Aatıf’ı çıkarıp Soldado’yu alarak forveti ikilediği ve Janssen’in gol atmak amacındaki ısrarını Soldado’nun tamamlamasının sığdığı o uzun dakika...
Hemen ardından sinirlenen Sivas’ın tek golünün sahibi Bifouma’nın marifetiyle 10 kişi kalması maça mührün vurulduğu andı...
Soldado’nun üçüncü ve dördüncü golü kaçınılmazdı artık. Skor ve üç puan dışında bu maçta neler kazandı Fenerbahçe?
Önce Giuliano ve Dirar yerini buldu. Etkili oynayan İsmail’in kıymeti ortaya çıktı. Savunma iyi çalışınca öne çıkabilen Roman ile hücumun güçleneceği rakip sahada sayının arttırılabileceği belli oldu. Aatıf’ın zaman zaman değerlendirilmesi gereken bir joker olduğu anlaşıldı. Yükü Valbuena’nın omuzlarına bırakmadan da oynayabileceğini anladı Fenerbahçe.
Bitmedi... Beşiktaş’ın puan kaybettiği, Galatasaray’ın yenildiği hafta rakiplerine “lige dönüş” tehdidi yolladı.
Hepsi güzel ama “hakiki” olması için aynı futbolun sürmesi, galibiyetin seri haline dönüşmesi gerekir.
Allah vere de Aykut Kocaman’ın bir daha gidip gelmesine gerek kalmadan devam etse Fenerbahçe’nin bu ruh hali!