Hakemler futbolda başrol oynamaya karar verdiğinden beri, maçtan önce onlara selam çakmak, hal hatır sormak mecburiyet haline geliyor maalesef… Arda Kardeşler de ilk yarıyı Fenerbahçe akınını kesip bitirerek pek ortalarda gözükmediği 45 dakikanın hakkını verdi ve selamı hak etti!
Akın tamamlansa gol mü atacaktı Fenerbahçe?.. Muhtemelen hayır.
Neredeyse tamamını rakip sahada oynadığı, dört pozisyon bulup hiç vermediği maçın ilk yarısı bitmeye 6 dakika kala gol yiyip moralman çökmüş Fenerbahçe’nin devreyi berabere bitirmesi uzak ihtimaldi. Pozisyon verip yemediği gollerle ünlü Karagümrük’tü karşısındaki.
Peki, bu kadar netameli yürüyen, “dedikoduları Şampiyonlar Ligi’ne çıkmış” Süper Ligimizde, hakemlerden en çok yakınan takıma böyle “ters jestlere” ne lüzum vardı? Kışkırtma mı; yoksa kıymetli hakem uzatma dakikaları saniyeler geçmişken Fenerbahçe gol atarsa birilerini mi kızdırmış olurdu?
Neyse… İkinci yarının ilk dakikasında Ferdi’nin Karagümrük ceza çizgisinde yediği tekmeyi es geçtikten sonra pozisyonun devamında kaleci Dituro top yerine İrfan Can’ın kafasını yakalayınca penaltı düdüğünü çaldı.
Peki, 53’de Güven’den çıkıp kaleye giden topu durduran Samet’in kolunu niye görmezden geldi hem hakem hem VAR? Verilmeyen penaltı ile kazanmak Fenerbahçe’ye iyilik mi, kötülük mü? Karagümrük’e mi üzülürsün, Fenerbahçe’ye mi?
Başkanı kulüp başkanına dava açan hakemlerin kimyası bozulmuş zaten… Peki, ilk devre atıp yememesi gerekirken, neden atamayıp gol yedi Fenerbahçe?
İşin açıkçası, üç haftadır “dedektif” gibi bu takım!.. Sürekli birilerini “arıyor”… Fred-Djiku-Becao’yu mumla arıyor. Çünkü, orta sahası ağrıyor Fenerbahçe’nin, savunması inliyor.
Antrenmanı yarım bırakmak zorunda kaldığı için Karagümrük karşısında olamayan Zajc’ı bile aradı mesela. Yokluğu ile sağ kanat “atıl” hale gelen Osayi’i deli gibi aramak ne ki?
Çoğu gitti azı kaldı… En azından Fred ve Djiku Sivas maçına risksiz hazırlar. Tadic, penaltıyı ve kendisine sadece dokunmak kalsa da İrfan Can ve Szymanski tarafından hazırlanan golü atarak hiç yoksa “istatistik anlamda” eskisi gibi! Dzeko, topla buluşturulsa atacak ama o da orta sahaya hatta savunmaya kadar uzanan bir sorun ki, zaman halledecek.
Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal’a gelirsek… Devreyi mağlup geçen Fenerbahçe için ne yapacağını bekledi herkes. Sihirli değnek aradı. Batshuayi ile çift santrafora mı dönecek, Cengiz’i mi oyuna sürecek… Nasıl bir reçete yazacak?
İkinci yarı başında hiçbirini yapmayarak “çok önemli bir şey yaptı” İsmail Kartal!
Tüm sorumluluğu oynayan takımın üzerine bıraktı, aynen devam etti. Mağlubiyeti kabul etmeyip oyunu çevirmelerini bekledi ki, aynen öyle oldu. Batshuayi ile Cengiz’i son çeyrekte dinlendirmek istediklerinin yerine aldı. Sonra da Tadic’i çıkarıp King’e deneme dakikaları verdi. Risk aldı, düşündüğü oldu. Krizi üstüne giderek aştı.
Sonuçta Milli maç arasından önce Trabzonspor kabusu ile kan ter içinde kalan, Adana Demirspor’la uyanan Fenerbahçe, ilk yarısında gözlerini ovuşturduğu Karagümrük maçının son 45’inde ayağa kalkabildi. Liderliğini geri aldı.
Zaten ligdeki rotasını ortaya koyacak asıl sınavlar 9(BJK)-24(GS) Aralıkta.