Valla helal olsun Aykut Kocaman’a!.. Bir hoca bir takımda ancak bu kadar iz bırakır. Futbolcu değişiyor, teknik direktör değişiyor, başkan değişiyor; futbol değişmiyor Fenerbahçe’de.
Daha doğrusu değiştiremiyor Cocu...
Rotasyon yapıyor diyorlar ya... Rotasyon işler iyi giderken yapılan yer değiştirmelerdir; Cocu’nunki rotasyon değil arayış, zorlayış. Çaresizlik kokuyor.
Fenerbahçe takımını eski alışkanlıklarından çevirebilmek için deneme yanılma yöntemiyle ümitsiz bir çaba görüntüsü veriyor.
Mesela Giuliano’yu kulübede tutup orta sahaya Mehmet Ekici’yi koyuyor ki, 4-3-3’e benzesin takım... Ekici gidip Giuliano gibi forvet arkası duruyor. Orta saha yine Mehmet Topal- Souza ikilisine kalıyor. Aynı tas aynı hamam.
Bu koşullarda Fenerbahçe’nin ofansif oynaması çok zor. Ofansif bir izlenim bırakıyorsa o da öndeki adamların bireysel çabaları ve yeteneklerinden.
Arkada Topal ve Souza dahil altı savunma, arada boşluk ileride gol arayan dört adamla Fenerbahçe’nin hücum şansı sadece kontrataklara bağlı kalıyor. Bu arada takım boyunun uzaması da cabası.
Orta sahaya sahip olan ve patlayan bir tarza sahip Malatyaspor bu durumu birkaç defa zorladı maçta. Pereira ile de ilk 45’de gerçek bir fırsat ve bir de yarım fırsat kaçırdı. İkinci yarıda ise değerlendirdi.
Malatya’da Fenerbahçe’nin öndeki dörtlüsü Slimani, Barış, Ayew ve Ekici ilk defa bir arada oynadığı için biraz da uyum sorunu yaşayınca ilk devre her iki kalede birer tehlike dışında pek izleyecek bir şey olmadı. Gol fırsatı gibi görünenler sadece rakiplerin pas hatalarından kaynaklandı, organize bir hücum falan yoktu koskoca ilk yarı.
Ne Fenerbahçe ağırlığını koyabildi, ne de Malatyaspor henüz oturmamış Fenerbahçe’nin zaaflarından yararlanabildi.
Barış yine tek adam eksilteniydi Fenerbahçe’nin. Ayew-Slimani’nin iyi anlaşması, Mehmet Ekici’nin de onlara katılması ile maçın ilk dakikalarında solda atıl durumda kalan Barış’ı devreye sokan ise Mehmet Topal’dı. Ama o da bir süreliğine...
Maçın ikinci yarısında Fenerbahçe gol aradıkça kendi kalesinde aynı baskıyı görmek gibi tuhaf bir durum yaşamaya başladı.
Yani atacak mı yiyecek mi belli değildi.
Cocu 63 dakika dayandı ve Mehmet Ekici’yi çıkarıp Valbuena’yı alarak pes etti.
Evet “pes”... Madem ki, Aykut Kocaman futbolu vardı sahada, o zaman eskinin kurtarıcısı Valbuena sola ki, eskiden olduğu gibi hiç değilse bir gol gelsin ve sezon başının şu zorlu günlerinde deplasmanı kurtarsın...
Lakin gol Malatyasporlu Aleksic’den geldi ve tam anlamıyla soğuk duş etkisi yaptı Malatya sıcağında.
Fenerbahçeliler aşinadır böyle maçlara...
Cocu da benzer bir hamle yaptı golden sonra Barış ve Şener’i çıkarıp adam eksilten, hızlı giden Alper ile Eljif’i oyuna kattı.
Fenerbahçe’nin kadim “mağlubuz son dakikalarda yüklenelim” taktiği yani. Rakip kaleyi kalabalık tutup karambolden bir gol meselesi.
Acıklı olan şu ki, bir Aykut Kocaman deplasmanı bile çıkmadı Malatya’daki Aykut Kocaman sisteminden.
Yemediler Hoca’m!..
Bize uyar... Hiç yabancı değiliz bu Fenerbahçe’ye... Peki Cocu’ya uygun mu, asıl onu merak ediyor insan.