Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe ile Ersun Yanal’ın yolları ayırmasından daha “doğal” ve daha “gerekli” bir hamle olamaz.
Yanlış anlaşılmasın; bu karar her kiminse, “irade sahibi” Fenerbahçe Futbol Takımı’na olduğu kadar Ersun Yanal’a da iyilik etmiştir ki, karar vericinin taraftar olduğu bellidir.
“Yönetimin takdiri” veya “Yanal’ın kararı” hikaye…
Taraftar getirdi, taraftar yolladı Yanal’ı… Ve “taraftarlık sınırları içinde” getirirken de haklı, gönderirken de!
Hızlı ve dominant bir futbol umarak istedi, elinde sönük, edilgen, zikzaklı futbol bulunca “istifa” dedi.
Hayatın doğal akışına yüzde yüz uyumlu bir taraftar davranışı… Kulübü taraftar veya sosyal medya yönetiyorsa hiçbir sorun yok!
Peki yönetimi ne yapar bu kulübün?
Herkes bilir, genel kurullarda kulüp yönetimleri “idari” ve “mali” açılardan ibra edilir. Yani, hem kaynak yaratıp doğru kullanacak yönetim, hem de sportif bağlamda doğru kararlar verecek, doğru tercihler yapacak…
Kulüp büyük bir darboğazın içinde olsa da Fenerbahçe yönetimine mali bakımdan eleştiri koymak pek insaflı değildir. Ama idari anlamda hiç iyi değildir Fenerbahçe yönetiminin karnesi…
Kötü yönetiliyor kadim kulüp.
Belgesi Ersun Yanal!
Geçelim eski teknik adam ve transfer ıskalarını…
Hatta Ersun Yanal tercihini, sürecini ve ortadaki başarısız tabloyu bile bir kenara koyalım. Sona gelelim.
Böyle mi gönderilir bir teknik adam?
“Ayrıldık ama salı günü kupa maçında da takımın başında”!
O kupa maçı ki, Trabzonspor’la… Süper Lig’e havlu atmış Fenerbahçe’nin tek kupa umudunda ilk raund.
Sanki maçı zihninde oynamış, feci sonuç almış ve hocayı yollayarak gereğini yapmış Fenerbahçe.
Yahu köşe yazarı mı Ersun Yanal; veda yazısı için sütun açıyorsun? Çimenlerin uzunluğundan hava durumuna kadar her nüansın sonucu etkilediği futbol denilen girift mücadelede, kulübedeki “gitmiş” hocanın takımı nasıl etkileyeceğini biliyor musun?
Belki iyi etkiler, belki kötü… “Kupasına” yazı tura mı atıyorsun?
Tribündeki cezalı teknik direktörün bile skora ve oyuna etkileri ince ince hesaplanan, kötü futbola, mağlubiyete sebep olarak sunulan günümüzde bu ne rahatlık?
Ersun Yanal kendisi bırakmış…
Niye Kupa maçına çıkıyor o zaman?
Çünkü bileğini kessen kanı sarı lacivert akıyor!
İyi ya… Bu kadar sevgi dolu ve özverili hocaya “Fenerbahçe’nin menfaati için açıklamayı iki gün sonra yapalım” dersin, biter gider.
Her şey olur, böyle ayrılık olmaz.
Diyelim ki, Fenerbahçe müthiş oynadı kupa maçının ilk ayağını kazanıp büyük bir avantaj yakaladı!.. Trabzon’dan doğruca evine giden Ersun Hoca, tuhaf olmaz mı mesela? Yoksa, rövanşa da “fahri hoca” olarak davet edip yedek kulübesine oturtacaksınız?
Veya tersi… Fenerbahçe yıkıldı… Rövanş formalite haline geldi. Kupadan da elenmenin hesabını ikinci maça çıkacak yeni hocaya mı, yoksa maçın bitiş düdüğü ile yetki sorumluluğu bitmiş Yanal’a mı soracağız?
Neden dün açıklandı Ersun Yanal’ın gittiği, neden yarın değil?
Ayrıldıysa Trabzonspor maçında neden takımın başında?
Futbol tuhaflık kaldırmaz.
Çünkü tuhaflık olmasa bile öküzün altında buzağı aranan fena halde popüler, büyüteç değil mikroskopla incelenen bir endüstridir. Zaten her şeyi abartılır. Hele hatalar!..Büyük ilgi ve kaynaklarını da buna borçludur paradoksal olarak.
Bir büyük kulübün yönetimi için “gitmiş hocayla maça çıkmak” gibi tuhaflığın onda biri bile “idari zaaf” olarak geçer kayıtlara. Yapıyorsanız, “Fenerbahçe kötü yönetiliyor” diyenlere kızamazsınız sonra.