Rezalet mi, felaket mi, adını siz koyun ama hadise ortada; kaza değil bir kere. Çek rakip İstanbul’da ikaz etmişti, anlamadık… Kartviziti heybetli kof takımla boş hayaller kurarak gittik. Eloğlu, acı gerçeği Fenerbahçe’nin yüzüne haykırdı Prag’da…
“Zayıfsın, acizsin, işin yok Avrupa’da”!..
İyi de… Burada da yapacak işi kalmadı kadim kulübün. Tribün nüfusu beş bine inmiş… Ne Lig ne Kupa kalmış. İstediği kadar müze dolusu “şampiyonluk diplomasına” istediği kadar anlı şanlı “Avrupa referanslarına” sahip olsun; her kapı kapanmış suratına.
Gün itibarıyla, resmen “Boşta gezer” durumunda Fenerbahçe.
En son ne zaman bu kadar hedefsiz, bezgin, çaresizdi acaba?
Ve sahipsizdi.
Uzun zamandır siz başkanını, yöneticisini gördünüz mü Fenerbahçe’nin başına gelen felaket veya rezaletten sonra çıkıp durumu kontrol altına alan? El koyan. Üstlenen. Gereğini yapan. Olmadı; sebep olanı bulup kulağından tutup atan?
At ortaya yeni bir teknik direktör ismi veya gelip de Fenerbahçe rehavetine kapılacak bir transfer; o kadar.
Deniz sakin olduğunda dümeni herkes tutar…
Bırakın engellemeyi, olursa kontrol altına almayı, rezalet veya felaketlerin “asıl sebebi” olduğu ortadadır şimdi Fenerbahçe’yi yönetenlerin.
Lakin, “Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür” demiş Cenap Şehabettin.
Anlayan beri gelsin.
Maça gelince…
İsmail Kartal saha içi seçeneği bol bir takım kurmuş, Ferdi’yi sol kanada koymuş, Osayi’i sağ bek yapmıştı ama üç stoperli takım kendiliğinden üçlü defansa dönüp 3-4-1-2 de olabilir, Serdar ve Valencia’yı çift santrafor yapabilirdi.
Mandrake’nin “sihirli kutusu” gibi!
Ne mi oldu?.. Pelkas önde ezildi. Slazai kanat bekte yine sırıttı. Ümit adam Ferdi’nin sakatlanacağı tuttu. İlk yarı iki gol yedi Fenerbahçe, rakip kaleye tek isabetli şutu vardı, o da Mert Hakan’ın skoru 2-1 yapan ceza sahası dışından golü.
Çünkü, sezon başından beri sabit bir kadro bile belirleyemeyen “rotasyoncu” Fenerbahçe karşısında yine güçlü fizikli, kollektif oynayan, sahayı parselleyen , şimşek gibi kanat değiştiren, genç, diri bir Slavia Prag vardı.
Bir de Ferdi- Szalai’nin kanadı sorunluydu…18. Dakikada Ferdi sakatlandı, saha kenarında tedavi edilirken on kişi Fenerbahçe ilk golü yedi. Sekiz dakika sonra Ferdi kendini yere bırakıp Nazım Sangare girmek için oyunun durmasını beklerken ve Szalai Ferdi yok diye iyice ileri çıkmışken kalesinde ikinci golü gördü o sırada yine on kişi oynayan Fenerbahçe.
“Eksik oynadık” diyebilirler yani!
İkinci yarı Fenerbahçe savunması ile orta sahası uzaklaştıkça ve takım savunma-öndekiler olarak ikiye ayrılınca Slavia Praglı futbolcular sağlı sollu şutlarla kaleci Altay’ı çalıştırmaya başladı. Beş dakikada 5-1 olabilirdi skor.
Maçın bitmesine 35 dakika kala İsmail Kartal Sosa’yı çıkarıp Ozan’ı alarak orta sahayı sertleştirmeye, top kayıplarını azaltmaya çalıştı. Rakip stoperler arasında ezilen Pelkas’ın yerine ise 17 yaşına basalı 20 dakika olmuş Arda Güler girdi.
Lakin Arda öyküleri bile kurtaramazdı artık Fenerbahçe’yi!
Ev sahibi beş dakika sonra yine Szalai kanadından üçüncü golünü attı ve maç tıpkı Fenerbahçe için söylenecek sözler, muhtemel hedefler, geride kalmış felaketler, rezaletler gibi bitti, geçti gitti.
Arda’nın hazırlayıp son on dakikada oyuna giren Berisha’nın attığı ikinci Fenerbahçe golü Prag’ın turu garantileyip son düdüğü beklediği zaman.
Tek gerçek; Fenerbahçe artık “boşta gezer”!