Biri Dick Advocaat’ı uyarsın!.. Burası Türkiye’dir... İşler iyi gitmiyorken, üstelik iyi gitmeyen işlerden baş sorumluyken, kötü futbol ile galibiyetsizliği sahadaki “kabiliyetsizliğe” bağlayan tespitlerle anlatmayı bir kenara bırakın, gözyaşlarıyla özür dilese bile her cümlesi aleyhine delildir.
Hollanda’da açıklayıcı bulunabilir “özeleştiri”... Beceriksiz isimlerin altını çizmek makul ve mantıklı olabilir. İnsanlar “teşhisi koymuş yakında düzeltir” diye düşünebilir. Ama bizde “beceremedim itirafı” olarak algılanır, istifanın ilk adımı şeklinde değerlendirilir, “madem öyle topla pılını pırtını” aceleciliği ile karşılık görür.
Nerede kaldı onun “Türkiye’nin acemisiyim”, “Futbolcularım kalitesiz”, “Bir sorun var ama anlayan beri gelsin” mealindeki sözleri... Aynı hataları yapıp bir daha futbolcuları kontrol edemeyen Hiddink, Zeman ve Aragones’i hatırlatmayalım şimdi...
Burası “sevap seven - günah gizleyenler” ülkesi!..
Kimse günahını, hatasını yüzüne vursun diye milyonlar vermez adama. Üstelik o günah ve hataların vebali en azından bir kısmı- boynundaysa.
Fenerbahçe’yi anlatmaya gerek yok. Advocaat “yarısı dolu” diyor ama yarısı boş bir bardak gibi. Maçın bir devresini oynamayanların, ancak gol yedikten sonra aklı başına gelenlerin ama galibiyete gücü yetmeyenlerin takımı.
Hoca da mesleğin değil ama Fenerbahçe’nin acemisi...
Adama “Sow santrfordur” demişler, başka yerde oynayamaz sanıyor mesela. İyi ki bir anasının gözü çıkıp “kalecidir” dememiş!
Bir ay geçmiş, hâlâ orta sahayı kuramamış, forveti belirleyememiş... Arada sırada beş forvet oynatıyor arabeskçilerin çok sesli müzik havası vermek için otuz tane kemana aynı notayı çaldırması gibi.
Uzatmayalım... Potansiyelinin onda birini oynuyor Fenerbahçe.
Elbette bu oran artacaktır ama mutlaka geç olacaktır. Bugün bile geçtir çünkü.
Biraz daha hızlandırmak Advocaat’ın işidir; ancak o da Müslüman mahallesinde salyangoz satarak tersini yapmaktadır.
Kimse aptal değil... Hele Fenerbahçe taraftarı hiç değil!..
Advocaat’ın yerine aynı tarihte Ersun Yanal gelmiş olsa, aynı takımın şu dertleri yaşamayacağını bal gibi biliyor herkes...
Veya Aykut Kocaman.
Denenmişleri geçin, bambaşka ama bizden bir hoca da bugün sorun diye ortada olanların yüzde doksanını yok etmişti şu anda.
Kestirmeden söylersek, gecikmeden yönetim, takım olamamaktan Advocaat sorumlu. Bir maçın yarısını oynayabilen üstelik de ikinci yarısı ki, fizik eksiklik de ıskartaya çıkıyor o zaman- futbolculara gelince... Onlar resmen sorunlu!
Bir dertleri var futboldan içeri...
Hocanın kendisini hâlâ Hollanda’da sanması ve o formatta konuşması ise işi problem çözmek olan görevlinin yeni sorunlar yaratması anlamına geliyor ki, derdin katmerlisi.
Bu saatten sonra zamanı geri alamayacağımıza göre... Biri Advocaat’ın bize uymayan konuşmalarını engellesin de hiç olmazsa doğal sürecinde tamamlansın Fenerbahçe’nin hüzün günleri.