Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Olacağı buydu!.. Viyadük suikastçısını bulamazsanız, linç girişimi de olur Fenerbahçelilere, bomba ihbarı da, hedef tahtasına koyma da.
Belki başka şeyler bile... Yazıp da yol gösterecek değilim.
Benim bildiğim; otorite zaafını sever anarşi.
Mermi sıkan psikopatlara, kalabalıkta dayı olan yeni yetmelere, futbolcuyu dürbünlü tüfek hedefine yerleştiren salaklara, var olduğunu insanlara verdiği zararla hissedebilen ihbarcılara, küfürbazlara, ilkel vatandaşlara ufuk açar yakalanamayan suçlular, cezasız kalan suçlar.
Bu vahim tabloyu, oturup “ne kadarı hak edilmiştir” mantığı ile açıklamaya kalkanlar ve “Fenerbahçe nefreti”ne bağlayanlar da bilerek veya bilmeyerek suça ortaktırlar.
“Efendim, içinden çıkılmaz hale gelen futbol teröründe Fenerbahçe’nin, başkanının, bazı yönetici ve futbolcularının da payı var”!..
Eee... Karşılığı kurşun, bomba, linç midir?
Onlar kaçak değil ki... Yapıyorlarsa alıyorlar cezalarını.
“Bir de ben keseyim cezayı” var mı?
Bu mantıkla “gerginlik yaratanların” toplu mezarlığına döner bu ülke.
Ortada “şiddet” varsa önü arkası tartışılmaz meselenin. Kınanır, telin edilir. Cezası kesilir.
Tabi yakalanırsa!
Açık konuşalım... Fenerbahçe Başkanı’nın huyu, bazı futbolcularının fıtratı, futbolu gergin kıvamda sevmektedir.
Sağa sola gider yapmak, bir üst basamakta durmaya çalışmak, taleplerini bağırmak değil haykırmak, şikayetlerinde zehir zemberek davranmak, 21. yüzyıl Fenerbahçesi’nin alamet-i farikasıdır.
Memleketin futbol düzleminde sevgi yerine gücü tercih eden bir Fenerbahçe vardır ortada.
Başına gelen ne varsa bu yüzdendir ama değiştirmez. Rakipleri ise ona değişecek fırsatı tanımaz! Gerektiğinde fişekler bile. Çünkü, “neden onun kadar güçlü değilsin” sorusundan sıyırmak için “güçlü” Fenerbahçe’nin “sevimsiz” kalması gerekmektedir.
Alan memnun satan memnun bir durum vardır ortada.
Lakin, viyadükte şiddete maruz kaldığı günden bu yana umulmadık oranda makul ve mantıklı gitmekte, topluma zarar verecek davranışlardan kaçınmaktadır Fenerbahçe.
Başkanından futbolcusuna kadar.
Hak ettiği korner rakibe verildiğinde bile bas bas bağıran camia, 3 Temmuz süreci bitmeden muhatap olduğu örneği yaşanmamış şiddet zincirini “kınama ve protestolarla” geçiştirmekte, sorumluları göreve davetle yetinmekte, var olan futbol kaosu altına odun atmaktan kaçınmaktadır.
Üstelik şampiyonluk avuçlarından uçmak üzereyken!
Tersini beceremediğinden değil...
Gücü olmadığından hiç değil.
“Fenerbahçeliler başkanından futbolcusuna kadar çok akil adamlardır zaten” gibi bir cümle de kuramayacağımıza göre...
Fenerbahçe’yi tutan nedir?
Sorumluluk hissi bence.
Herkesin aynı futbol gemisinde olduğu bilinci. O gemiyi batırmama özeni.
Biraz da takdir edin Fenerbahçe’yi beyler!
Hem iyi ki böyle!
Yoksa eşi benzeri olmadığı için kimsenin hangi boyutlara varacağını bilmediği “şiddete şiddetle karşı çıkma” yoluna sapsa, radikal önlemler için kitleleri mobilize etse, ağır konuşsa, sert tavırlar koysa, lig bitmezdi valla.
Komplo teorisyenleri, Fenerbahçe’nin elinde mükemmel fırsat varken ezeli rakibi dördüncü yıldızı takacağına ligi donduracak reaksiyonlardan dikkatle kaçındığını nasıl izah ederler acaba?

Haberin Devamı

Tutmayın Bilic’i!..

Haberin Devamı

Beşiktaş Bilic ile yolları ayırmaya karar vermişti çoktan. Yiyeceklerdi adamı. Son bir kıyak daha yaptı, Beşiktaş’a ve Konyaspor’a kaybedip işleri kolaylaştırdı.
Lakin benim anlamadığım, öykünün dün saat 21.00’e kadarki kısmı!
Neden kesilirdi bir teknik direktörün hesabı?..
Skandal falan gibi özel durumlar dışında başarısız olduğu için değil mi?
Salim kafayla bir sormak lazım; Bilic başarısız mıydı Konyaspor’a kaybedene kadar?
Hayır. Evsiz barksız durumda, mütevazı bütçelerle ligin en iyi futbol oynayan ekibini yaratmak ve son üç haftaya kadar şampiyonluğu kovalamak başarısızlık mıdır? Hırsı vardı, tarzı vardı, fikri vardı, fikrini uygulama becerisi vardı.
Duruşu, karizması ile dergilere kapak olarak Beşiktaş’ın popülerlik çorbasında tuzu olması da cabası.Lakin derbi kazanamaması yetip de artıyordu işte.
Çoktan takmışlardı kafayı.
Ne diyelim... Yollasınlar Hırvat Hoca’yı. O da “beni burada tutmazlar” dedi zaten.
Lakin Bilic’in gönderilme vakasında en önemli nokta, onunla hesabı kesmek değil, yerine gelecek hocayı bulmaktır.
Bulmak, burayı tanımasını beklemek, onun da derbi kazanması garanti olmadığına göre muhtemel kayıplara dayanmak, tanımak, anlamaktır.
Sabır ise bizde olmayan bir vasıftır.
Sonra Bilic’i aramasınlar da!..

Haberin Devamı

İsmail Kartal’a güven

Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal, Galatasaray’ın son hafta oynayacağı Çaykur Rizespor deplasmanında puan kaybedeceğini iddia etti ve “Rizespor’a güveniyorum” dedi!..
Allah’ın işine bak... Galatasaray da İsmail Kartal’a güveniyordu şampiyon olmak için.

Beşiktaş 20 milyon arttı

Rıdvan Dilmen’in Beşiktaş-Galatasaray derbisi hakkındaki tespiti:
“20 milyon Fenerbahçeli, Beşiktaşlı oldu”!..
Doğru.
Ama dualar bir maçla kalması.

Fatura adresi

Gençlerbirliği Genel Sekreteri Sinan Gürsoy, Spor Toto Süper Lig’in 32. haftasında Galatasaray’a 1-0 kaybettikleri maçta şike yapıldığı iddiaları hakkında “Fenerbahçe ve Beşiktaş, beceriksizliklerini bize mal etmeye kalkmasın” demiş.
Futbolun kuralı bu; faturayı başkasına keseceksin! Fenerbahçe ve Beşiktaş size, siz şansa...