Bırak aga bırak!.. Portekiz’e kazanmaya gitmişin de, baskı altında oynamayı severmişsin de...
Sen önce savunmana bak! Sonra takım disiplinine.
Ve hakeme...
Türkiye’de “büyük takım” kontenjanından hakem hatası varsa senin lehine.
Savunman burada yavaş rakiplere karşı ideal ölçülerde.
Kazanırken disiplin de pek bozulmuyor.
Ama hikaye Portekiz’de geçiyorsa işte böyle dramatik bir boyut kazanıyor.
İyi istirahatler tribünde!
Yazık... Kaçan fırsat ne kadar büyükse kaçıranlara o kadar ayıp.
Oysa Fenerbahçe, Braga maçına şoke eden bir girişle başladı. İstanbul’dakinden bile hızlıydı... Aslından olağan temposuydu Fenerbahçe’nin. Herkesin alışık olduğu önde basmasıydı. Yakın oynamasıydı... Hızlı paslaşmasıydı...
Ama bir gollü galibiyet cebinde gittiğin deplasmanda maça böyle girmek doğal olarak rakibin beklemediği bir olaydı.
Fenerbahçe sürdürebilse mesele yoktu. 12. Adam sahada olmasa sürdürebilirdi belki de.
Braga’nın toparlanması için “sinyal” hiç umulmadık bir yerden, hakemden geldi!
Evet... Henüz 9. dakikada tam sahanın ortasında Mehmet Topal ile birlikte Hırvat hakem Ivan Bebek’in maskesi de düştü!..
Hakem Bebek pozisyonu görmemesine rağmen Topal’ın kendisini kandırmak istediğine kanaat getirdi her nedense.
Yahu rakip ceza sahası yakınlarında falan olsa neyse, santra civarında kim kimi kandıracak. Hadi diyelim ki, kandırmak istedi sen de yemedin... Vermez faulü geçersin. Sarı kart neyin nesi? İlk maçın yıldızı Mehmet Topal’ı frenlemek miydi yoksa niyeti?
Galiba öyle... Ne Braga’nın elini gördü Hırvat hakem, ne Fenerbahçe’nin avantajını. Ama Van Persie’ye gelince gözleri kartal kesildi. Braga’nın ilk golü bile ofsayt kokan bir çizgi hatasından geldi.
Operasyon tamamdı... Fenerbahçeli futbolcular tedirgin ve laçka sinirlerle devam ederken Braga toparlanıyor, sarı lacivertlilerin pasları bile yerini bulamaz hale geliyordu. Daha ilk yarıda uçup gidebilirdi çeyrek final.
Hani Türkiye’de hakemlerimize “ince ince doğrama” edebiyatı yapanlar var ya... Bebek’i görmeleri lazımdı.
Bir taç atışını ajitasyon aracına çevirip Souza’ya sarı kartlık işler yaptırmak ve devamında Pereira’yı tribüne yollamak için hakem beceriksizliği yetmez, kötü niyeti de gerekirdi.
Tüm bu koşullarda devre bitmeden beraberlik golünü yakalamak, Fenerbahçe’nin en gergin anlarda bile kafası ile ayaklarını senkronize edebilen yıldızlara sahip olduğunun belgesidir aslında...
Ama Hırvat hakem Ivan Bebek Braga adına “bu maçı alacağız başka yolu yok” diyordu!
İkinci yarıda Fenerbahçe ceza alanı çevresinde bol bol serbest vuruş verdi Braga’ya ama baktı ki gol atamıyorlar, direkt müdahale etmek zorunda kaldı hakem. Ceza alanı içinde iki kolunu göğsüne yapıştırmış Mehmet Topal’ın eline değdi bahanesiyle penaltıyı çaldı. Tabi ikinci sarı kartla Mehmet Topal’ı dışarı atıp Braga’nın turunu garantilemeye çalışarak...
Böylesi görülmedi.
İyice sersemlemiş Fenerbahçe’den Nani ve Diego’yu aynı anda alıp Kadlec ve Volkan’ı sokarak gol atmak peşinde mi, bir gol daha yememek niyetinde mi belli olmayan Pereira’nın katkısıyla üçüncü golü yedi Fenerbahçe ve o anda tur gitti.
Braga’nın dördüncü golü günün hediyesiydi.
Sahadan sekiz futbolcu ve dört golle çıkan Fenerbahçe ise hakemin becerisi.
Yazık... Ama suçu kendinde arayacaksın... Sadece bildiğini yapacağına her olasılığa karşı önlem alacaksın aga.