Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hukuk, eğitim, medya, iş hayatı, askeriye, emniyet ve siyasetin yanı sıra Fenerbahçe üzerinden de güç gösterisi yaparak toplum mühendisliğine soyunan Cemaat’in eline yüzüne bulaşan “farklı bir Türkiye” ütopyasına “ilk kurşunu sıkan” Hasan Tahsin gibi bir meslektaşımız değildi ne yazık ki... Direniş, sokaktaki Fenerbahçeli ile hapisteki yöneticilerinin omzuna yüklendi… Üzerine oyun kurulan Fenerbahçe beton gibi kenetlenirken, özellikle spor medyası bir daha kucaklaşamayacak kadar bölündü, hasım oldu, çok büyük yaralar aldı şike davası sürecinde.

Haberin Devamı

Neden?..
Birinci sebep insan unsuru ve futbol medyasının açık kapısı!
Giren çıkan belli değil ki...
Gazeteci etiği, ahlakı ve birikimine sahip olmayan her meslekten adamın dilediği gibi kalem oynattığı/konuştuğu ve adam sanılıp dinlendiği spor yorumculuğuna Fenerbahçe operasyonuyla birlikte yamanan tetikçiler, ne itibar bıraktı ne de seviye.
Rüzgara göre yelken basanlar, “yağcılık ve şöhret” gibi kaymaklı ekmek kadayıfını geri çeviremezdi elbet.

Salakları bir kenara ayırıyorum...
Ahlaksızları da.
Çoğu hakkın rahmetine kavuşmuş ustalarımızın ilk “nasihati” son “vasiyeti” bir spor yazarının olmazsa olmazı “tarafsızlık ilkesinin” ne denli önemli olduğu şu 3 Temmuz sürecinde iyice anlaşıldı maalesef.
Elbette sporla ilgili bir kişinin takım tutmaması çok düşük bir ihtimaldi... Ama işine yansıtmamasını bilmesi gerekirdi ki, tam tersi; tek özelliği taraf olmasından menkul lafazanlar bastı ekranları/sayfaları.
Spor yazacak/konuşacak bir adamın sadece teknik direktör bilgilerinin “küçük bir yüzdesine” sahip olması ve siyasetten, toplumdan, ekonomiden, sanattan bihaber kalmasının ne kadar berbat sonuçlar yaratacağını, acı tecrübelerle idrak ettik.

Bitmedi...
Sadece Fenerbahçe karşıtlığı yüzünden Cemaat’in uzattığı hıyara tuzla koşan, hıyarları yiyip doymayan yamyamları tiksintiyle izledik yıllarca.
Resmen bile bile lades dedi hepsi...
Fenerbahçe işinde bir tuhaflık vardı, kumpas kokuyordu ama ucuz kahramanlıkla reyting alma fırsatı apaçık ortadaydı.
Hurra... Allah ne verdiyse...
Sadece kişisel egolarının işaret ettiği “şöhret” peşinde koşanların “şartlar müsait” diye Aziz Yıldırım karşıtlığını seçip “vurun abalıya” yöntemini benimsediklerini, katakulli ortaya çıksa da “fikri tabip” nedeniyle geri adım atamadıklarını, hâlâ utanmadan kulaklarının üstüne yattıklarını gördük görüyoruz.
Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım muhtemelen Cuma günü beraat edecek. Peki ben ve benim gibilerin adalet duygusuyla her türlü erke ve bir kısım meslektaşlara karşı durmamızı “Aziz Yıldırım yalakalığı” diye adlandıranlar bizden özür dileyecekler mi?
Asla...

Haberin Devamı

Onların kitabında “özür dilemek” veya “istifa etmek”, şu memleketin nimetlerini bırakıp gitmek anlamına gelecek bir salaklıktır.
Özür dileyen ve istifa eden, yaptığı mesleğe, kurumuna, sisteme ihanet eden vatandaştır.
Belgesi Deniz Çoban’dır...
“Gitsin çobanlık yapsın” diyorlar ahlaklı ve erdemli bir iş yapana.
Veya altında çapanoğlu arıyorlar. “MHK’den ışık mı görmedin”?
“Maaşlılar kontenjanına giremediğin için mi kızgındın”?
“Yoksa benim işime mi talipsin”?
Aklı almıyor adamların para ve şöhret nasıl tepilir diye...

Haberin Devamı

Bir ülkede işler ters gidebilir...
Örgütler, çıkar odakları bazen galebe çalabilir. İnsanlar kişisel ihtiraslarının esiri olabilir. Ben söylemiyorum, büyük önder Atatürk Gençliğe Hitabe’sinde yazmış.
Yine onun dediği gibi gelip geçicidir ve mücadele gerekir.
Lakin o ülkenin vatandaşları vicdansızlara, ahlaksızlara, salaklara prim verip hesap soramıyorsa iş bitmiştir. Futbol penceresinden bakarsak, saçma sapan megalomanlar fenomen haline gelirken İzmir Bornova’ya dikilen Süleyman Seba heykeli saldırıya uğruyorsa iş bitmiştir.
Durum vahimdir... Hafıza balıkları kıskandıracak düzeydeyse, şöhret rezaletin ikizi olmuşsa, yüzler kızarmıyorsa iş bitmiştir.

Ne yapacağız?..
Biz mi istifa edeceğiz genlerimize kazınmış veya öğrenilmiş faziletlerden?
Asla...
Yarın Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’ye beraat.
Öbür gün kötü yürekli insanlara kırmızı kart. Belki iyi, namuslu, vicdanlı, adil ama sessiz kalabalıkların da hakkını verir bu halk.
Enseyi karatmayacağız.
Mücadeleye devam.

Deniz Çoban intihar etmedi ki!

Beni hakem camiası falan ilgilendirmez... Baktığım pencere, insanlığa açılandır önce.
Deniz Çoban’a da oradan bakıyorum; MHK bürosundan veya eski hakem egosundan değil.
Hakemlerin, Deniz Çoban’ın istifasıyla her hatada kendilerinden istifa bekleneceği vehmine kapılmalarını da anlamlı bulmuyorum... Eski hakemlerin hakem camiasına zarar vereceği gerekçesiyle Deniz Çoban’a yüklenmelerini de.
Öyle olsa, her şeyden önce kendilerini iptal ederlerdi eski hakemler!.. Kalemini mikrofonunu toplayıp gerçek mesleklerine dönerlerdi.
Olsa olsa, “vakti zamanında aynısını ben yapıp parsayı ben toplasaydım” pişmanlığıdır onlarınki.
Hiç kusura bakmasınlar o kadar benmerkezciler ki... “Bir zamanlar bunların elinden nasıl kurtulmuş futbol, ne kadar güçlüymüş aslında” diye şaşar dururum hâlâ. Hem, depremden sonra harakiri yapan Japon belediye başkanı örnek olup da sokaklarını sel götüren bir Anadolu şehrinin sorumlusundan canına kıymasını bekledi mi hiç kimse?
Üçüncü köprüdeki kazadan sorumluluk duyup canına kıyan Japon mühendise bakıp, İstanbul’un göbeğinde yaptığı köprüye otobüs sıkışarak patlayan mühendisimizin veya asfaltı yükselten yetkilinin kendini öldürmesini bekledik mi?
Burası Türkiye!
Kırk yılda bir, işinin hakkını veremediği için hatasının hakkını veren biriyle karşılaştık, şaşırdık.
Şaşkınlığımızın dümenini çıkarları doğrultusuna çevirmeye çalışıyor bazıları.
Bana çalışmaz... Deniz Çoban’ı yaptığına bayıldım ben. Darısı seçilmiş, atanmış, kaşarlanmış (her meslekten) hatalıların başına.
Ucunda ölüm yok ya.

Pereira’ya estetik cerrah lazım!

Robin Van Persie, Fenerbahçe’nin “süper novası mı olacak” yoksa “kara deliği mi” diye yazmıştım, anlamadılar.
Biz de biliyoruz adamın büyük futbolcu olduğunu ve tam da o yüzden yazıyoruz!
Cosmos’u bırakalım, spordan teşbih yapalım en iyisi.
Anlaşılırız belki!
Özeti; piyasadaki en iyi boksörü transfer eder de onunla kavga kıvamına gelirsen tanıdığın bir estetik cerrah olmalı!
(Değerli dostum Dr. İrfan Aydın’ı öneririm)

Van Persie’yi kovun yer açılsın!..

Yandex tıkır tıkır çalışıyor…
Fenerbahçe Robben’i, İbrahimoviç’i alır bu gidişle...
İyi de..
Ya Pereira onlara da Van Persie muamelesi çekerse!
Yedek kulübesinde “Dünya Starı” kontenjanı dolu, yer yok ki.