Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açıkçası Kayserispor Kadıköy’e kaybetmeye gelmişti. Yeter ki, sindirimi zor bir skor olmasın! İlk golü yedikten sonra sanki galibiyetin üstüne yatar gibi tam takım savunma yapmak başka nasıl izah edilebilir.
Fenerbahçe ise kazanacağını biliyor ve kazanırken işin şovuna kaçıyor, hızlı oynamayı denemek istiyordu.
Neden?..
Mesut Özil oynamaya başladığında bekleyen takım olmak eşyanın tabiatına aykırıydı çünkü.
Kayserispor denemesi yeni bir tarzdı Fenerbahçe için… Erol Bulut’un Mesut Özilli takıma evrilme hamlesiydi. Dünyanın en iyi on numarasını almış takım topu rakibe bırakıp skor tabelasına bakarak doksan dakika geçiremezdi bunda sonra.
Ve Kayserispor da yeni tarzı denemek için biçilmiş kaftandı.
Denemekle kalmadı Fenerbahçe, başardı da!
Ligin yarısına gelirken son haftaların en hızlı Fenerbahçesini gördük.
Lakin hız başka, telaş başka. Antrenman boksörü gibi vurmadan darbe bekleyen rakip karşısında üçüncü bölgeye kadar şimşek gibi giden Fenerbahçe’nin ilk yarıda- orada eli ayağına karışıyordu sanki.
İlk devresi 4-5 golle bitecek maçta Kayserispor’un tek taktiği Hanrique ile topu taşıyıp Kanga ile skora gitmekti ki, Gustavo’dan başlayan Szalai takviyeli Fenerbahçe savunması karşısında hayal ötesiydi.
Yeni stoper Szalai elbette gelir gelmez Fenerbahçe savunmasının kralı olmadı… Lakin soğukkanlı bir kere. İkincisi oyunun içinde ayağındaki topu birine verirken bir hamle sonrasını düşünüp pas ihtimalini işaret ediyor takım arkadaşına. Sol ayağı ile verdiği uzun çapraz topları yerini buluyor. Karizma kokuyor adam.
Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki golü ise forvetin garanti belgesi gibiydi. Samatta, Pelkas, Thiam hepsi golün içinde. Tam anlamıyla ekip işiydi.
Fenerbahçe’nin iyisi her zamanki gibi Pelkas ile birlikte Gustavo, kötüsü Valencia idi. Doğal olarak 70. dakikaya kalmadan çıkıp yerini Sosa’ya bıraktı. Bu bir soru işareti; neden büyük bir düşüş içinde Valencia?
Valencia çıkana kadar Fenerbahçe Caner ile tek kanat oynuyordu ama kendi kaderini kendisi yazmış Kayserispor için yetip de artıyordu bile. Thiam sürekli içeri girip pas adamı olamadığı için orta yapmaktan başka çaresi kalmıyordu Fenerbahçe sol bekinin.
İkinci yarı da golle başladı Fenerbahçe için. Daha da önemlisi, sakin ve güvenli bir Fenerbahçe vardı sahada.
Ardından oyuna giren Cisse’nin üçüncü golü geldi.
Goller bir yana asıl tek kale maç şehvetini yaşattı ev sahibine Kayserispor. Olması gerekenin sebebi oldu.
Ancak, tam anlamıyla teslim olmuş Kayserispor karşısında net galibiyet Fenerbahçe’ye farklı hayaller yaratmasın.
Adeta bir hediye gibiydi Kayserispor. Hücum etmeyen, savunmada temassız oynayan, boyu uzun, orta sahası etkisiz takım her zaman bulunmaz.
Varsa tadına doyum olmuyor ama aldanmamak lazım.