Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sen, işine gelince “şov yapıyoruz” işine gelince “haberciliğin zirvesi” diye tarif ettiğin futbol maskesi takmış “her şey reyting için” programında, eşe-dosta ve iktidara selam çakınca kendini lâ-yüs’el (mesul olmaz hesap sorulmaz) sanacaksın...
Bu arada “masum futbol hatası ile malul” cümle alemi “aileye, camiaya, kariyere” aldırmadan canlı yayında kör testere ile kesecek/kestireceksin...
“Ayıp oluyor ama” itirazı olursa, o derin özgürlük ve adalet duygularına hakaret telakki ederek, başta Uğur Dündar pek çok şerefli duayene çok görülen “eleştiri hakkı” kartını çekeceksin...
Ve senin programında, sapıklar koğuşundakilerin yüzünü kızartacak sözleri Boşnaklar’a reva gören Rasim Ozan Kütahyalı (kendine iltimas geçip en hafifinden koyduğu isimle) “zevzekliği” kabullenirken... Üstelik sen onu kovmak zorunda kalırken... Bir yandan da eleştiri hakkını kullanacak insanları tehdit edeceksin!..
“Sakın haa”... “Kütahyalı hepinizin hakkından gelecek kadar güçlüdür”...
Yani...
Onu kovan Ertem Şener’in gücünü varın siz hesap edin ve Boşnak değilseniz sesinizi kesin!
Boşnakların da, ya “derneği” ya “milletvekili” ya da “Cumhurbaşkanı başdanışmanı” laf edebilir... Öyle her önüne gelen değil.
Sen alemi kör herkesi aptal mı sanırsın Ertem Şener?..
Daha doğrusu, kendini ne sanırsın?
O programın sorumlusu isen, bırak tehditi, o programda dile getirilen cümleler yüzünden utanmalı, yerin dibine geçmelisin.
Geçtik Kütahyalı’yı... “Kılıç çeken kılıçla ölür” derler.
Herkese “gider” yapan da gider. Geç bile kalmıştır.
Peki nedir senin ayrıcalığın da... Rezaletin müellifini programdan kovarak rezalet olduğunu kabullenirken, eleştirmeyi yasaklayabiliyorsun insanlara?
Hem de tehditle...
Açık konuşalım... Bu ülkeyi yöneten iktidara yakın olman veya sayın Cumhurbaşkanı’nın elini sıkmışlığın sana böyle bir yetki veriyor sanıyorsan, işte orada fena halde yanılıyorsun.
Tam tersine...
Duruşun ve tanışların, muhalif olanlardan iki kat daha özenli olmanı gerektirir hal ve gidişinde...
Aksi halde, bizatihi sen ve programın, sevdiğin/kutsadığın kişi ve fikirlere çok ciddi zararlar verirsiniz ki, ne sana ne de hatalarına kimse kefil olmaz bilesin.
Acaba bugünlerde Ahmet Kaya’yı sevme mevsiminde misin yoksa nefret etme sürecinde mi?.. “Saygıdeğer hoca efendi”den “ahlaksız din simsarı”na evrilirken arka planda kaldı da... Lakin sevsen de sevmesen de rahmetlinin şarkısını mırıldanma vaktidir:
“Başım Belada”!..
Hani şu tabancasını helada unuttuğu ezgisi Kaya’nın.
“senelerce kuralsız yaşamışım,
nere gitsem çaresi yok
nere gitsem çaresi yok yanmışım”
Ve şarkıdan bir cümle daha:
“Neylersin ki çember daralmakta”
Dikkat et... Bütün renkler hızla kirlenirken nasıl ki, birinciliği beyaza vermişler... Temizliğe de beyazdan başlarlar.

Haberin Devamı