Az kaldı... Üç hafta sonra Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe mahkemeye çıkacak, futbolu bölen/pastayı küçülten/seyirciyi soğutan ve nice yiğitlere lafını yediren dava kumpas mıdır, doğru mudur belli olacak.
Paralel, teğet, o da yaptı, bu da yaptı, hepsine nokta...
Lakin, bu ülke öyle bir dönem yaşadı ki; 3 Temmuz süreci Cumhuriyet Tarihi’ndeki hukuk yozlaşmasının belgelerinden bir tanesi olarak toplum vicdanındaki yerini çoktan aldı.
Hem de çok “kritik” bir tanesi...
HALKI UYANDIRAN DAVA
Çünkü futbol üzerindendi... Bu coğrafyada futbolda fikri olmayan kimse yoktu. Fenerbahçe’nin ise -yanında veya karşısında- her vatandaşın yüreğinde bir yeri vardı.
Dolayısıyla toplumsal ve siyasi mühendisliğin halk vicdanı ile adalet duygusunu direkt ırgaladığı/rencide ettiği bir olaydı.
Askere, mitçiye, gazeteciye, bürokrata “kumpas” kurmaya benzemezdi bu iş.
Halkı yola getirmeye çalışanlar, halkın gözünü açıverdi istemeden.
Şike davası, çok geniş kitlelere kumpasçıların nelere kadir ve ne kadar insafsız olduğunu öğretti.
O gün işine öyle geldiği için yapılanları destekleyenlerin iki yüzlülüklerini ortaya serdi.
Adaletteki sefaletin sokaktaki insan tarafından da hissedilmesini ve yozlaşmış adaletle içeri tıkılan ülkenin yetişmiş insanları ile halkın empati kurmasını sağladı.
DİRAYET “KISA DÖNEMLE” OLMUYOR
İşte bu noktada ortaya çıkıyor Aziz Yıldırım’a minnet borcumuz.
Nice soylu insanın gasp edilen özgürlüğü için verdiği cesur savaşını ancak yakın çevresi, silah arkadaşları, ailesi, sınırlı sayıda meraklı bilirken, beyinleri yıkanan milyonların gözünü açan Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin duruşuydu.
Başkanın şahsında daha ilk günden itibaren delilden iddianamelere kadar her eylemin kasıtlı olduğu iddia edildi ve başkanın şahsında Fenerbahçe camiası olarak insanüstü bir direniş gösterildi.
Evet... Aziz Yıldırım’ı seversiniz/sevmezsiniz, lakin pranga altında, müebbet tehditi karşısında disiplinli cesaretine, vakarına ve inatçılığına tek kelime söyleyemezsiniz.
Ne kadar ironik değil mi?.. Asker kaçağı denilen Aziz Yıldırım, zindanda generallere layık davrandı.
Şimdi kolay gelebilir!.. O gün ne devleti yönetenler “kandırıldıklarını” biliyor ne kimse paralel örgütün “tu kaka” olacağını tahmin ediyordu... Fenerbahçe başkanının ömrünü hapishanede tamamlama ihtimali en az yüzde elli birdi!
Bir adım geri atmasıyla, bir küçük baş eğmesiyle özgür ve zengin hayatına geri dönmesi mümkün olan Aziz Yıldırım bildiğinden şaşmadı.
İradenin kısa dönemi, muvazzafı, apoleti, yıldızı olmuyor demek ki!
“UZLAŞMAZ HUYUN” FAYDALARI
Aziz Yıldırım her şeyi Fenerbahçe için yaptığını söylüyor ya...
Bence mutlaka.
Çünkü inanmaktan başka seçenek yok.
Kendi için bir şey isteyen, vadesi belli olmayan hapislerde sürünür mü?
Evet... Sert ve tavizsizdir Aziz Yıldırım. Belki hepimizin zaman zaman şikayetçi olduğumuz yaradılışının sonucudur tavrı...
Ancak bu olayda “sert ve tavizsiz” yapısıyla tüm ülkenin demokrasisine yarar sağladığını kimse inkar edemez.
Şikeye ve “Fenerbahçe’nin adını lekeledi” iddialarına gelince...
İspat edilse, Aziz Yıldırım futbol dışı kalsa ve bundan sonra Fenerbahçe’nin başına asla iyileşmeyecek bir ağrı saplansa bile “sonuçları itibarıyla” hep olumlu bakacağım ben 3 Temmuz vakasına!
Kumpassa; iyi ki Allah şaşırttı da buna tevessül ettiler ve sindirmeye çalıştıkları son kale halkı “uyanan dev”e çevirerek okkanın altına gitme süreçlerini hızlandırdılar.
Aslında, para icat olup mertlik bozulmuş futbolda şike yapmak yöneticilik denilen mesleğin gereklerinden biri haline gelmişken iyi ki Fenerbahçe’ye ve Aziz Yıldırım’a tosladılar...
Aynı direnci başka kim gösterebilirdi?..
HELAL OLSUN DAVAYI AÇANLARA!
Bu davayı açmayı kim akıl ettiyse helal olsun. Çünkü her şartta kazanan biziz...
Hem şike yapılamayacak hale geldi Türkiye’de... Hem de milyonlarca vatandaşın çivisi çıkmış adaleti anlamasını gerçek kumpasların son bulmasını hızlandırdılar.
Yalakalar, işbirlikçiler, kompleksliler, fitneciler hepsi halk gözünde deşifre oldu.
Her iki durumda da bir Türk vatandaşı olarak Aziz Yıldırım’ın üzerine düşenden çok daha fazla faydası olduğuna inanıyorum memlekete.
Fenerbahçe; ha keza...
Son söz:
Yeni mahkeme “3 Temmuz kumpastır” derse Aziz Yıldırım’a Fenerbahçe başkanlık koltuğunu yaşamı boyunca zimmetlerler mi bilemem ama benim açımdan İstiklal savaşına katkıda bulunan Fenerbahçe’nin başkanı kadar kıymetli olacaktır her zaman...
Şike yaptığı belgelenirse de vatan/demokrasi/hukuk ile futbol arasında asla seçim yapmam, ne olursa olsun söz konusu suçun yaygınlığı, 3 Temmuz’un yarattığı sonuçlar ve kişisel cesareti yüzünden benim gönlümde çoktan genel af kapsamına alınmıştır Aziz Yıldırım.