Başlıktaki cümleyi ben söylemiyorum; 3 Temmuz sürecinde Aziz Yıldırım’a yüklenmeyi spor haline getirmiş, üzerinden reyting/tiraj alıp afiyetle yemiş fikir adamları, kanaat önderleri dile getiriyor.
Dile getirmeyenlerin, dilinin ucunda.
En azından düşünüyorlar!
İtiraz eden varsa, bugün benzer belgeye benzer argümanlarla karşı çıkanlardan başlayayım, komplodan dem vuranlardan çıkayım -ki onlar vakti zamanında tam tersini savunanlar !
***
Söylenmişi bile var:
“Şike delilleri palavra”...
Nedenmiş peki?
Çünkü Devlet içinde bir “Paralel Devlet” varmış - ki, iktidar bunu “çete” şeklinde de tanımlamakta- bu örgüt beğenmediği adamı/yönetimi devirmek için kendine bağlı polis ve savcılar marifetiyle komplo yaparmış!
İkibuçuk senedir Aziz Yıldırım’ın, son birkaç gündür iktidar ve onun taraftarlarının tespitidir bu.
Paralel devleti bilmem ama paralel suçlamaların, paralel belgelerine paralel savunmalar var ortada.
Doğal olarak “yazık oldu Aziz Yıldırım’a” sonucu çıkmıyor bu durumdan.
***
Evet... Hakkını yemişiz sayın Yıldırım’ın!...
Mesela, “teknik takip” denilen hadise rastlantı sonucu sayın İçişleri Bakanı’na “değdiğinde bile”, telefon konuşmaları feci skandallara delil oluyor.
Yahu bu Aziz Yıldırım ve ekibini aylarca dinlemişler, bir tek “tarla sürmek” ile “sinkaflar” kaldı geriye.
Orantı kurup kantara vursak, “göreceli olarak” temiz adamlarmış şike davasından hapis yatanlar yani.
***
Sonra çanta hadisesi... Rüşvetin belgesi olarak basına sızdırılan “içi para dolu çantaların” tıpkısı Aziz Yıldırım’a da uygulanmıştı ve “o çantaya o kadar para sığmaz” savunmasına makara yapılmıştı.
“Gördüm, içinde bilet vardı” tanıkları hava...
Aynı tür belgeye aynı tür savunma var bugün de.
“Çantaların üzerinde içinde para vardır diye mi yazıyor”!
4 Temmuz’da da yazmıyordu.
***
“Haksızlığa örnek” bir başka mesele...
Operasyonu basına sızdıran varsa, ortada örgüt, kötü niyet, hatta “alçaklık” da varmış!
Peki, belgeleri “gizli” olduğu için Federasyon’a bile verilmeyen Fenerbahçe Davası sırasında havada uçuşan tapelere, belgelere ve hatta Aziz Bey’in sabıka kaydı gibi emniyette çekilmiş portresine, niye kimse itiraz etmiyor, Fenerbahçe’nin “bu bir komplodur” tezini kuvvetlendirecek tespit olarak algılamıyordu?
***
Neyse... İkibuçuk yıl sonra Aziz Yıldırım’ı aklamaya çalışacak değiliz herhalde.
Öyle bir misyonumuz da yok, hangisi belge, hangisi toplum mühendisliği, operasyon nerede biter komplo nerede başlar diye analiz yapacak bilgimiz de.
Sadece, Türkiye’yi kasıp kavuran operasyon ile Fenerbahçe operasyonu arasındaki benzerlikler, o günkü keskin sirkelerin şimdi limonata lezzetleri ve fena halde Aziz Yıldırım/Fenerbahçe muhaliflerinin Aziz Bey ne demişse bugün aynı şeyleri demesi ilginç. O kadar.
Peki, benim yorumum mu ?
Aziz Yıldırım tutuklandığı gün söylediğimin aynısı:
Suçlu varsa cezasını çekmeli, komplocu varsa açığa çıkarılmalı.