Arda Turan’ın futbolculuğuna laf söyleyen çarpılır!..
Sezen Aksu’nun sesine ve yorumculuğuna da öyle...
Ama futbolu düşmüş Arda Turan ile sesini kaybetmiş (Allah korusun) Sezen Aksu arasından bir fark yoktur.
O durumda avutan sadece anılar ve kayıtlardır.
Neyse... Böyle korkunç şeyler yok ortada. Herkes işinin başında. Arda da şu anda “solo konserlerine ara vermiş olsa da” gelmiş geçmiş en büyük uluslararası kariyeri elinde tutmakta.
Ancak Arda Turan’ın makine gibi çalışan Galatasaray futbol takımına eklenmesi, onun “özel durumu” sebebiyle tam anlamıyla bir “risktir”...
Kimse kusura bakmasın; bugün Galatasaray’ın Arda’yı kiralamasına olumlu veya olumsuz pey sürmenin yazı-tura atmaktan farkı yoktur.
Günahı da vebali de riskin sahibine aittir... Tıpkı bu atak ile gelecek iyi sonuçların şanı ve şerefi veya kötü sonuçların sebep olacağı berbat durumların sorumluluğu gibi.
Başkan Dursun Özbek, yakın gelecekte “Galatasaray’a sınıf atlatan adam” mı olacaktır yoksa tarihe “tıkır tıkır işleyen takımı mahveden başkan” diye mi geçecektir, işte bu transferle belirlenecektir.
Neden?..
Çünkü Arda hem büyük futbolcudur hem de büyük sorunlar yaşamaktadır.
En basit ve net olanı, büyük futbolu şu anda anılarda kalmıştır ve böyle sürüp gitmesi, yeniden ortaya çıkması kadar büyük olasılıktır...
Özellikle Türkiye’de... Spesifik olarak Galatasaray’da... Ve Tudor yönetiminde.
Sondan başlayalım... Futbolda otoritenin son noktası Fatih Terim’in ayağını Milli Takım’dan kaydırabilen, tecrübe ve kariyerini sadece futbolunu mükemmelleştirmek yerine, kendine alan açmak için de kullanabilen Arda ile İgor Tudor’un iki zıt kutup olduğunu çözemeyen kimse var mıdır?
Peki, ayakları kadar egosunu da konuşturmak ihtiyacındaki bir Arda Turan için Galatasaray’ın biçilmiş kaftan olduğunu tahmin etmeyen?
Ve kariyerine “ailemizin futbolcusu” olarak başlayıp Ay-Yıldız üzerinden hızla sevimsiz hale gelmiş “özür dileme özürlüsü” Arda Turan’ın burada işinin iki kat zor olacağından ürkmeyen?..
Yoktur.
Üstelik hepsi sonuna kadar haklıdır endişelerinde.
Bunları biz biliyoruz da sayın Dursun Özbek bilmiyor mu?..
Ama yine de büyük bir riske girmekten geri durmuyor.
Çünkü, iyi ihtimalin getirisi çok büyük... “Garanti” gibi gördüğü Şampiyonlar Ligi için şimdiden bir Barcelona futbolcusu hazır etmek istiyor mesela. Sadece sahada oynayan Arda ile Türkiye’de şampiyonluk serisi başlatmayı umuyor.
Tek sakıncası, kötü ihtimal... Arda Turan’ın Galatasaray organizmasına uyum sağlamak yerine kendi kimyasını katmaya çalışması, Galatasaray Takımı’nın ve taraftarının Arda Turan’a “travma” muamelesi yapıp bağışıklık sistemini harekete geçirmesi...
Sonucunda şu anda sahip olduğu sağlığını da yitirilmesi.
Yani Barcelona’daki pirince giderken evdeki bulgurdan da olmak.
“İmkansız” diyen çıkar mı?
Hayır... Çünkü olasılık yazı-turadaki kadar.
Ne diyelim Sayın Özbek’e; iyi kumarlar.